Vickie onun Audrey olduğunu sanıyordu ama Audrey ortaya çıkmadı. | Open Subtitles | فيكي فكرت فعلا أنها كانت أودري ولكن اودري لم تخرج |
Ben burada değildim, o da bütün akşam dışarı çıkmadı. | Open Subtitles | لك أكن أنا هنا ولم تريني، كما لم تخرج هي من المنزل هذه الليلة. |
Uzun zamandır dışarı çıkmadın ve hatunların da hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | , لم تخرج منذ فترة طويلة و الفتيات يحببن ذلك |
Öyleyse hapishaneden çıkmadın. Kaçtın. Değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تخرج من السجن, أنت هارب, أليس كذلك؟ |
Lobimden çıkmazsan polis çağıracak olan adamım! | Open Subtitles | إنني أنا من سيتصل بالشرطة إذا لم تخرج من مزاجي الأخرق |
Eğer burdan çıkmazsan insanların canı yanacak. | Open Subtitles | اذا لم تخرج من هناك .. هؤلاء الناس سوف يصابون بأذى |
Bu kapı 55 yıldır o odadan çıkmamış olan bir kadının yüzüne açıldığında, çılgın bir kadın görmediniz. | TED | وعندما تم فتح هذا الباب في وجه إمرأة لم تخرج من تلك الغرفة منذ 55 سنة فإنك لم تشاهد إمرأة مجنونة |
Yıllardır çıkmadı. | Open Subtitles | إنها فتاة لطيفة لم تخرج مع أحد منذ سنوات |
O banyodan yaşam ve ölümle ilgili cevaplarla çıkmadı. | Open Subtitles | لم تخرج من ذلك الحمام بالأجوبة عن الحياة والموت |
- Sadece Kızıl Cüce'yi görmedim, çünkü... - Daha henüz DVD'si çıkmadı. | Open Subtitles | ليس القزم الأحمر , رغم أنه , لأنه لأنها لم تخرج بصيغة الدي في دي حتي الآن |
Kapıdan çıkmadı, Bay Dinsmore, kapının içinden geçti. | Open Subtitles | إنها لم تخرج من الباب سيد دينسمور لقد خرجت من خلاله |
Buraya geldiğinden beri, dışarıya hiç çıkmadı. | Open Subtitles | منذ أن انتقلت لهنا وهى لم تخرج على الإطلاق |
Senin alışveriş sıran! Bir kere bile dışarı çıkmadın! | Open Subtitles | إنه دورك في الذهاب إلى المتجر، فأنت لم تخرج أبداً منذ أتينا إلى هنا |
Kıskanıyorsun. Birkaç haftadır biriyle çıkmadın. | Open Subtitles | لم تخرج في موعد غرامي منذ عدة أسابيع، لا بأس بذلك. |
Bu hafta neden evden hiç çıkmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تخرج من المنزل فى هذه العطلة الأسبوعية؟ |
On'a kadar sayıyorum, çıkmazsan... Tüm dönem boyunca kapına 'idrar atımı'nda bulunacağım! | Open Subtitles | إن لم تخرج بعد العد إلى عشرة سأتبول على عتبة بابك طوال الفصل الدراسي |
Şimdi ortaya çıkmazsan, geç kalacağız! | Open Subtitles | إذا لم تخرج الآن، فسنصل إلى هناك في وقت متأخر جداً. |
Dışarı çıkmazsan arabayı parçalayacağım! | Open Subtitles | سوف اقطع هذه الاشياء الى قطع اذا لم تخرج |
Yani menzilden çıkmamış, izinsiz girmiş. | Open Subtitles | إذن هي لم تخرج من مسارها أنه إعتداء مقصود |
Gece bir gibi girmiş ama dışarı hiç çıkmamış. | Open Subtitles | أخبروني أنها دخلت حوالي الساعة الواحدة ثم لم تخرج. |
Araç, Ward Acres Doğa Koruma alanına girmiş ama çıkmamış. | Open Subtitles | دخلت السيارة إلى هُناك لكنها لم تخرج فدادين جناح الحفاظ على الطبيعة |