Hiç değilse o mücadele ediyor. Senin hayatında yapmadığın bir şey. | Open Subtitles | على الأقل, لقد ناضل لشيء ما وهذا ما لم تفعله طوال حياتك |
Hiç değilse o mücadele ediyor. Senin hayatında yapmadığın bir şey. | Open Subtitles | على الأقل, لقد ناضل لشيء ما وهذا ما لم تفعله طوال حياتك |
Beni neden tutuklayacaklar? Yani burası İngiltere! İnsanı Yapmadığı bir şey için tutuklamaz ya da mahkum etmezler. | Open Subtitles | هذه اٍنجلترا ، لا يمكن أن يقبض عليك أو تتهم لشئ لم تفعله |
Tıpkı, uh, bir şeyi yapmadığını bildiğin halde daha önce yapmışsın gibi | Open Subtitles | كما لو أنك فعلت شيئاَ من قبل لكن تعرف أنك لم تفعله |
O birşeyler yapmakla meşguldü, bir süre sonra... keşke yapmasaydım diyeceği. | Open Subtitles | التي كانت مشغولة بالقيام بشئ ...... ستتتمنى قريباً بأنها لم تفعله |
Bu hikayeyi haber yaptıklarında, ağabeyimin de hikayenin bir parçası olmasını sağlayacağım, çünkü bu da senin yapmayacağın bir şey. | Open Subtitles | سأتكد ان اخي سيكون جزء منها لان هذا الشي لم تفعله انت |
Yaptığın ya da yapmadığın her neyse kalbimi kırdın. | Open Subtitles | مهما كان ما فعلته و ما لم تفعله فقد فطرت قلبي |
Yaptığın ya da yapmadığın her neyse kalbimi kırdın. | Open Subtitles | مهما كان ما فعلته و ما لم تفعله فقد فطرت قلبي |
Şimdi de benimle hiç yapmadığın birşeyi oğlumla yapacağım. | Open Subtitles | و يسنح لي ان أفعل مع أبني ما لم تفعله معي سوف أخذه إلى الكوخ |
Bu çocuk için yapmadığın şey kaldı mı? | Open Subtitles | أهناك أي شيء لم تفعله من أجل ذلك الفتي ؟ |
Eğer yapmadığın bir şey için suçlanacağından korktuysan, bunu kullanabiliriz. | Open Subtitles | إذا كنت خائف أنك ستُعتقل بسبب شيء لم تفعله |
Ziyaretçiler ikinci keredir seni yapmadığın bir şey için suçluyor. | Open Subtitles | حسناً، إنّها المرة الثانية التي يوقع بك الزائرون في شيءٍ لم تفعله هل هناك ما تريد أن تخبرنا إيّاه؟ |
Seni yanlış yönlendirdim yoksa yanlış bir kanıya kapılabilirdin, ondan istediğim eski ilişkisini yeniden başlatması... daha önce Yapmadığı bir şey değil. | Open Subtitles | حسنا , لقد خدعتك اذن أو أنك أسأت الافتراض على أي حال , نحن نريد منها اعادة علاقتها به لن تفعل شيء لم تفعله من قبل |
Burada olmamızın sebebi Ford'un 1940'larda yaptığı ya da Yapmadığı bir şey değil. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا بسبب أي شئ فعلته ، فـورد ، أو لم تفعله في الآربعينيات |
Bir an bile Yapmadığı bir şey için hatalı olduğunu düşünme. | Open Subtitles | لاتظن للحظة أنها ستتلقى الملامة على شىء لم تفعله |
Orada oturup, neyi neden yapıp yapmadığını düşünür durursun yine de bir cevap bulamazsın. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس و تفكر فيما فعلته أو لم تفعله و لن تحصل على الإجابه |
Karımın da yapmadığını biliyorum çünkü bütün gece benimleydi. | Open Subtitles | واعلم انها لم تفعله أيضاً بسبب انى كنت معها طوال الليل |
Yani, biraz sorun çıkabileceğinden korktuğunuz için, onun yapmadığını bildiğiniz bir sebepten hapiste çürümesine izin mi vereceksiniz? | Open Subtitles | أذا سوف تدعها فى السجن لشىء أنت تعرف أنها لم تفعله لأنك خائف من المشاكل |
Evliyken Kelly'e yaptığınız ama keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | هل تفكر بأن هناك شيء فعلته لـ كيلي عندما كنتم متزوجين وتمنيت أنك لم تفعله ؟ |
Ama Phil'den yapmayacağın bir şeyi yapmasını istemen yanlış. | Open Subtitles | لكن من الخطأ أن تطلب من (فِل) عمل شيء لم تفعله أنت |