Hayır, hiçbir şey yapmadın. Bu-- senin ile alakalı değil. Gerçekten değil. | Open Subtitles | لا, لم تفعلي شيئاً, إنه حقاً ليس بشأنكِ, إنه حقاً ليس كذلك. |
Sanki sen hiç yapmaman gereken bir şey yapmadın mı? | Open Subtitles | اذا انتي لم تفعلي لي شيئ لم يجدر بك فعله؟ |
Geldiğinden beri yalan söylemekten ve sorun çıkarmaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | فأنت لم تفعلي شيئ سوى نشر الأكذيب وعمل المشاكل منذ وصلتي هنا |
yapmazsan da, onu sonsuza dek kaybedersin. Bunu da istemezsin. | Open Subtitles | و إن لم تفعلي ستخسريه للأبد، و لا تريدين ذلك |
Arabasına bir şey yapmadığını söylemiştin. Söylemek zorundaydım. Böylesi daha iyiydi. | Open Subtitles | ـ قلتِ أنّكِ لم تفعلي أيّ شيء لسيارته ـ كان عليّ قول هذا، الأمر سهل |
Buna dayanamayacağım, yapmış olamazsın. | Open Subtitles | ... لا أستطيع أن اسمع ذلك ، أنتِ لم تفعلي |
Beni istediğin zaman terk edebilirdin ama yapmadın, orada benimle tıkılıp kaldın. | Open Subtitles | لديكِ كل الحق لتتخلي عني لكنك لم تفعلي وانتي عالقة هنا معي |
Adam seni yakaladığında neden o her zamanki şeylerinden yapmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تفعلي أمراً من أمورك حين لحقكِ ذاك الرجل؟ |
Beni yarı yolda bıraktın! Başım beladaydı, ve sen hiçbir şey yapmadın! | Open Subtitles | أنتِ فقط تركتيني محاصره أنا كُنت في مشكلة وأنتِ لم تفعلي شيئاً |
Buraya günler öncesinden baskın yapabilirdin ama yapmadın. | Open Subtitles | أعتقد , انه كان يمكنكي أن تداهمي هذا المكان قبل أيام ولكنك لم تفعلي |
Her iki durumda da bununla yüzleşmen gerekiyordu ama yapmadın. | Open Subtitles | في كلا الحالتين, احتجتي إلى مواجهة ذلك لكنكي لم تفعلي هذا |
yapmadın. Kayıtlar olmadan onu kabul etmiyorlar. | Open Subtitles | لم تفعلي ذلك رفضوا قبولها بدون تلك السجلات |
Bir şey söylemen gerekmez. Sen bir şey yapmadın ki. Ben yaptım. | Open Subtitles | لا تقولي أيّ شيء فأنتِ لم تفعلي شيئاً، بل أنا |
Eger yapmazsan Bes, sadece Mike degil, baska insanlar da ölecek. | Open Subtitles | لو لم تفعلي يا بيث فسيموت أناس آخرين وليس مايك فحسب |
Eğer bunu yapmazsan emin ol, seni bu kiliseden kendim dışarı atarım. | Open Subtitles | .. وإن لم تفعلي ، فليساعدني الرّب سوف أجرّكِ خارج الكنيسة بنفسي |
Eğer ona gelirse sıra, senin yapmadığını kanıtlamamız lazım. | Open Subtitles | لو وصل الأمر إلى هذا الحد، سوف نثبت أنكِ لم تفعلي ذلك |
Bunu senin yapmadığını söyle. Bir hata olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبريها بأنكِ لم تفعلي ذلك, اخبريها بأنه خطأ |
-Hayır, bunu yapmış olamazsın. | Open Subtitles | -أنت لم تفعلي ذلك -نعم لقد فعلتها |
Ama bu yükü sırtlanmana hayatta izin vermem çünkü sen bana hiç izin vermedin. | Open Subtitles | ولكن فلتصيبني اللعنة إذا ما تركتكِ تحملين وزر ما حدث، لأنكِ لم تفعلي بي المِثل. |
Nerde oturduğunu söyleseydin seni eve götürebilirdim... ama nerde oturduğunu söylemedin ve şimdi buradayız. | Open Subtitles | و إذا قلتي لي أين تقطنين، حينها لكنت أخذتك للمنزل، لكنكِ لم تفعلي هذا. |
Hayır, yapmadınız. Bu çömez veletler kendilerini çok iyi sanıyor. | Open Subtitles | كلا، لم تفعلي ذلك اولئك الحمقى يظنون أنفهم جيدين جداً |
Hayır, etmedin, daha da güzelleştirdin. Ben anladım. | Open Subtitles | لا ، لم تفعلي هذا ، أنتي قمتي به أفضل أنا فهمته |
Kim olmadığını biliyorum, söylediklerimi yapmadığın sürece... kulübüme fazladan bir sigaracı kız alacağımı bildiğim gibi. | Open Subtitles | أعلم أنكِ لست هي. إذا لم تفعلي ما أقوله لكِ فسستعملين عندي فى الملهى |
Seni şu gladyatörlerin olduğu filme götürdüğümden beri ilk hareketi sen yapmamıştın. | Open Subtitles | انت لم تفعلي هذا من قبل منذ اخذتك الى فلم المحارب |