"لم تكُن" - Traduction Arabe en Turc

    • değildi
        
    • yoktu
        
    • değildin
        
    • değilmiş
        
    • olmadığını
        
    • değilse
        
    • olmazsa
        
    • değilsen
        
    • hiçbir zaman
        
    • olmasaydı
        
    Son gününde onun yanındaydım. Ve o kesinlikle cennette değildi. Open Subtitles كنتُ معها في يومها الأخير، وبالقطع لم تكُن في الجنّة.
    Belki de bu baba-oğul ilişkisi o kadar da iyi değildi. Open Subtitles ربما العلاقة بين الأب و أبنهُ لم تكُن عظيمً لتلك الدرجة
    Belki de bu baba-oğul ilişkisi o kadar da iyi değildi. Open Subtitles ربما العلاقة بين الأب و أبنهُ لم تكُن عظيمً لتلك الدرجة
    Başlıklıdan önce deprem makinelerimiz ya da kopya kanunsuzlar gibi şeylerimiz yoktu. Open Subtitles قبل ظهور القلنسوة، لم تكُن لدينا أشياء كماكينات زلزاليّة أو حرّاس مقلّدين.
    Sen Hastings'i ne bileceksin? Daha o zaman burada bile değildin. Open Subtitles لم تُقَاتِل في موقعة هاستينجز لم تكُن موجوداً حتى في هذا البلد حينذاك
    Şunu söyleyeyim, o kadar da şişman değilmiş. Open Subtitles وتعلمون الحقيقة أنها لم تكُن بتلك البدانة
    Gördüklerim rüya değildi. Kötü bir his gibi bir şeydi. Open Subtitles لم تكُن أحلام، بل شعور مشؤوم، وكأنّه كان في مشكلة.
    Havlu değildi. Değersiz birşeydi ve hayır. Tamamen farklı bir arkadaş. Open Subtitles لم تكُن منشفة، بل قطعة قماش، ولا، إنه صديق مختلف تمامًا.
    İdam sehpasında söylediğin şarkı bu değildi! Open Subtitles لم تكُن هذه نبرة صوتك حينما كنّا على حبل المشنقة هناك.
    Şey, diyelim ki, son görev yaşlı adamın kariyerinde pek parlak bir nokta değildi. Open Subtitles حسناً, لنقولفقط.. لم تكُن مُتوافقة مع أهداف الرجل الكبير
    Çılgınca da olsa sorun değildi. İkimiz de itiraz etmeden rüşveti kabul ettik. Open Subtitles رغم جنونها لم تكُن هناك مشكلة كلانا تم شراؤه دون أي مقاومة..
    Annemin haberi bile yoktu. Hiç farkında değildi. Open Subtitles والدتى لم تكُن تعلم إنها لم تعلم إنها لم تكن لتراهُ
    Özrün kabul edildi tabii ki, ama buraya kadar yürümene gerek yoktu. Open Subtitles إعتذارك مقبول بالطبع ، لكن لم تكُن فى حاجة للقدوم إلى هُنا
    - 2016'yı son terk edişimde bu genç bayan yoktu. Open Subtitles حين غادرت 2016 آخر مرّة، هذه الشابة لم تكُن موجودة.
    Neyse ki, dün burada değildin. Open Subtitles لِحُسن حظىّ أنك لم تكُن موجوداً هُنا ليلة أمس.
    Bu arada benimle kaldığın için teşekkür ederim. Yapmak zorunda değildin. Open Subtitles وشكرًا لك على بقائك هنا، لم تكُن مضطرًّا لذلك.
    Yalnızca bana sanki Kara Kule'den döndüğünden beri kendinde değilmiş gibi geliyor. Open Subtitles يبدو لي أنّها مُذ عادت من البُرج المُظلم لم تكُن على سجيّتها إلى حدٍ ما.
    Bütün cankurtaranlar şaka yapan birinin olmadığını söyledi. Open Subtitles إنهُ لم يكُن شخص واحد فقط من رآه، العديد رآوه و لم تكُن مُزحة من شخص
    değilse de katilmiz rastgele cinayetler işliyor demektir. Open Subtitles و أن لم تكُن كذلك ، أذن قاتلُنا يقوم بأختيار ضحاياهُ عشوائياً
    Çünkü bu olmazsa bu benim son işim olacak ve ben de yanlış taraf için savaşarak kaybetmek istemiyorum. Open Subtitles لأنّك إن لم تكُن كذلك، فستكون تلك قضيتي الأخيرة ولستُ واثقًا أنِّي أريد أن أمضي في الكفاح في الجانب الخاطئ
    Eğer bizi öldürmek için burada değilsen, görünüşe göre sana yardım etmemiz gerekiyor. Open Subtitles إن لم تكُن هنا لقتلنا، فمن المُفترَض أن نُساعدك
    Bu oldukça aptalcaydı ama sen hiçbir zaman zeki biri olmadın. Open Subtitles حسنٌ، ذلك كان غباءً شديدًا. ها أنت مُجددًا، إنّك حقًّا لم تكُن أحد الرجال الأذكى قطّ.
    Belki de kafan bu kadar iyi olmasaydı bu öğütlerin biraz inanılabilir olurdu. Open Subtitles لربّما كان لهذه العظة تأثير أكبر لو لم تكُن في غاية الثمالة الآن.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus