İçeri girip bir kez bakınacağız. Onları bulamazsak buradan hemen tüymeliyiz. | Open Subtitles | سندخل سريعاً و نتفقده, إن لم نجده نخرج من هنا فوراً |
Onu bulamazsak buna benzer daha çok olay yeri görürüz. | Open Subtitles | إذا لم نجده , سوف نرى مسارح جريمة مثل هذه |
Onu bulamazsak, eğer öldüyse başta senin olacağını fark ettim. | Open Subtitles | أدركت أنه إذا لم نجده لو هو ميت، ستكون المسؤول |
Bir türlü bulamadık. Anti-serum üretmeliydik. | Open Subtitles | لم نجده قط كان علينا صنع المصل المضاد من المواد الكيميائية |
Ama henüz onu bulamadık. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، نحن لم نجده حتى الآن.. أليس هذا صحيحا؟ |
Ve anladığıma kadarıyla, eğer Detroit'e götürebilsin diye Drew'yu onun için bulmazsak, onun yerine bizi götürecek. | Open Subtitles | أكثر من مرض الملاريا وكما أفهم , إن لم نجده له فسوف يحضر شفراته إلى المدينة ويستبدلها بشفراتنا |
Bir tane eksik. Onu bulamazsak götümü keserler. | Open Subtitles | هناك واحد مفقود إن لم نجده فسيقع اللوم علي |
Çünkü onu yakında bulamazsak, gelecek sefer, onu ölü göreceksin. | Open Subtitles | لأننا إن لم نجده قريباً فرؤيته المرة المقبلة ستكون وهو ميت |
Eğer bulamazsak filonun yakıtı ne zaman bitecek? | Open Subtitles | اذا لم نجده فكم ستكون المدة قبل نفاذ الوقود من الاسطول؟ |
Evet, hepimiz birilerini ararız, ve eğer onları bulamazsak, sadece dua edebiliriz, onların bizi bulması için. | Open Subtitles | نعم، كلنا نبحث عن أحد و إن لم نجده يمكننا أن ندعو الله |
Biz sadece pensi arıyorduk ve onu bulamazsak krallığı kaybedeceğiz. | Open Subtitles | اننا نبحث عن الأمير لو لم نجده, ستنتهى المملكة |
Eğer yakında bulamazsak... bu gece başka birinin yatağında yatacak. | Open Subtitles | هذه على بعد يوم من موديستو ان لم نجده قريبا فذات الضفائر الذهبية ستنام في سرير احد أخر الليلة |
Hatta onu bulamazsak bile istediğin kadar benimle gezebilirsin. | Open Subtitles | حتى لو لم نجده تستطيع السفر معي طوال الوقت |
Yani görünüşe göre biri ya öldü ya da eğer onu bulamazsak yakında ölecek. | Open Subtitles | أعني، على أساس مقدار بأنها وحدها، شخصاً ميت أو سيكون قريبا إذا لم نجده. |
Eğer onu şimdi bulamazsak, onu bulamayabiliriz. | Open Subtitles | إذا لم نجده الآن، قد لا نجده على الإطلاق. |
bulamadık ama nerede olduğunu bilen birini bulduk. | Open Subtitles | .لم نجده لكننا عثرنا علي رجل يعرف أين هو |
İnsanlar bize Münir'i bulacağımızı söylüyordu. Ama asla bulamadık. | Open Subtitles | وكان الجميع يطمئنوننا بأننا سنجده ولكننا لم نجده أبدا |
Eğer bir geçiş varsa bulamadık. | Open Subtitles | إذا كان هناك طريق للمرور من خلاله فإننا لم نجده |
Şehirde hiçbir yerde kayıtlı halde bulamadık. | Open Subtitles | لم نجده مسجل بأي مكان بالمدينة أي شيئ عن الفتاة ؟ |
Eğer onu bulmazsak bir sürü insan zarar görür. | Open Subtitles | ، إذا لم نجده سيتعرض الكثير من الأشخاص للأذى ، هل فهمت ذلك ؟ |