Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
Günahlarınız için tövbe edip Tanrı'ya sığınmanız için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لم يفت الأوان لتتوبوا عن آثامكم وليقبلكم الرب |
Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون |
çok geç değil. Hâlâ 16 saati daha var. | Open Subtitles | لم يفت الأوان بعد ما زال أمامنا ستة عشر ساعة أخرى |
Biz sadece cevapsız. Ve şimdi çok geç değil umuyoruz. | Open Subtitles | لقد فاتنا ذالك والآن آمل أنه لم يفت الأوان |
çok geç değil, canım. | Open Subtitles | لم يفت الأوان عزيزتي بامكاننا ايقاف هذا حالاً |
Hala çok geç değil biliyorsun değil mi? Sıradaki seyahatimize çıkabiliriz. | Open Subtitles | لم يفت الأوان بعد يمكننا أن نستأنف جولتنا التالية |
Öteki tarafa git ahbap. Geriye dön, çok geç değil. | Open Subtitles | إذهب للإتجاه الآخر يا رفيق إستدر, لم يفت الأوان |
Supi, yeni kamuflaj kostümünü giymek için hala çok geç değil. | Open Subtitles | مهلا ياسوبى لم يفت الأوان لوضع تقنية التخفى الجديد |
Biliyorsun, gezegeni kurtarmak için çok geç değil derim hep. | Open Subtitles | أتعلم كيف أنني دائماً أقول أنه لم يفت الأوان على إنقاذ كوكبنا |
Yazdığı o özel arkadaşı olmak için çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الأوان على أن تكوني تلك الصديقة المميزة التي كتبت عنها |
Senin için ne kadar önemli olduğunu göstermek için çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الأوان على أن تريها كم كانت تعني بالنسبة لك |
Hayır, çok geç değil. Asla pes etmek yok. | Open Subtitles | لا , لم يفت الأوان , نحن لا نستسلم أبداً. |
Fakat kendi tarzında bir Hayalet'i sergilemen için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لم يفت الأوان عليك لتجعل هذا الدور شبحك الخاصك |
Asla çok geç değildir. Hepimiz olabiliriz. Özellikle de çok az sayıda kaldığımız için. | Open Subtitles | لم يفت الأوان قط , يمكن أن يكون أيَّا أحد وخاصة بما أنه يوجد القليل جداً منَّا متبقي |
Hata ettin asker ama yürüyüp gitmek için hâlâ geç değil. | Open Subtitles | لقد أخطأت أيها الجندي ولكن لم يفت الأوان لك كي ترحل |
Frederick gibi insanlar için geç değil. | TED | لم يفت الأوان بالنسبة لأشخاص مثل فريديريك. |
Çok geç çocuklar halledebilir | Open Subtitles | لم يفت الأوان إن أستطاع الأولاد العودة إلى المباراة |
Sahip olduğu anlamı değiştirmek için asla geç değildir çünkü anlam dinamiktir. | TED | لم يفت الأوان لتغيير المعنى لأن المعنى ديناميكي |
Doğru olanı yapmak için, hiç bir zaman geç değildir. | Open Subtitles | لم يفت الأوان بعد لـفـعـل الأمـر الصائـب |
Belki benim için çok geç olmadığını düşünmeme neden oldun. Ama şimdi... | Open Subtitles | أنتِ جعلتِني أعتقد أنه ربما لم يفت الأوان بالنسبة لي |
Basit bir kurtulan olmaktansa başka biri olmak için asla geç değil. | TED | لم يفت الأوان لتصبح شخصاً آخر بدلاً من مجرد ناجٍ |