yapmadığı bir şey için birinin ömür boyu hapse girmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أريد ان ارى رجلا يقضي بقية حياته بالسجن لشيء لم يفعله |
Çocuğunun yapmadığı bir şey için suçlanmasının ne demek olduğunu bilirim. | Open Subtitles | اناا اعلم كيف الشعور عندما يتهم ابنك بشي لم يفعله .. |
Yaptığı veya yapmadığı şeyleri yargılamak bana düşmez ama hem mahkeme hem de sizin için gerçeğe ulaşmaya çalışacağım. | Open Subtitles | ليس من حقي الحكم عليه بسبب ما ربما فعله أو لم يفعله لكني سأحاول الحصول على الحقيقة للمحكمة ولكِ. |
Axl çok çaresizdi ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı. | Open Subtitles | كان أكسل مستميتًا للغاية لدرجة أنه فعل أمرًا لم يفعله من قبل |
Yani bunu hiç kimse yapmadı ya da birisi herkesin hayaletlerin peşine düşmesini istiyor. | Open Subtitles | مما يعني أن أحداً لم يفعله أو أن أحداً يريد الجميع أن يطارد أشباح |
Bu güvercin, çoğu posta güvercinin yapmadığı bir şey yapıyor. Manzarasal bir rota takip ediyor. Bu, gerçekten kitabı dört sayfadan daha öteye genişletebilmek için gerekli olduğunu hissetiğim bir araç. | TED | هذا الحمام قد فعل شيئا لم يفعله أكثر الحمام الزاجل: قيامه بأخذ الطريق ذي المناظر الخلابة. وهي الوسيلة التي شعرت بأنها ضرورية لتوسيع نطاق هذا الكتاب في الواقع أربع صفحات تقريبا. |
Gerçi o ara, babam daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı. | Open Subtitles | رغم أن أبي فعل حينها شيئا لم يفعله مطلقا من قبل |
Birkaç dakika sonra, ülkenizde daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi yapma şansınız olacak. | Open Subtitles | الآن, خلال دقائق ستحظون بفرصة لفعل شيء لم يفعله أحد من قبل في بلدكم |
Bir şey yapmaya çabalıyorum müzik ve iş dünyasında bugüne dek kimsenin yapmadığı bir şey. | Open Subtitles | أنا أحاول فعل شئٍ لم يفعله أحد في الموسيقا من قبل |
Birimizin yapmadığı şeyi söylediği zaman eğer içimizden yapan biri varsa bir yudum bira içecek. | Open Subtitles | يجب أن تشرب لو فعلت شيئاً قاله شخص بأنه لم يفعله أبداً |
Onlarca yılı polislerle savaşıp,yapmadığı birşeyden ötürü yargıçlardan özgürlüğünü almak istedi. | Open Subtitles | عندما يقضي المرء سنوات يحارب الشرطة و المدعون و القضاة محاولاً أخذ حريته مقابل شيئ لم يفعله |
Kocam hayatında bir gün uyuşturucu satmadı ama senin oğlun yapmadığı bir şey yüzünden onu 10 yıllığına hapse attı. | Open Subtitles | زوجي لم يقم حتى بمجرد بيع عقار مخدر واحد في حياته وابنك قام بوضعه في السجن لعشر سنوات مقابل شئ لم يفعله |
Ama yapmadığı bir şey için yatmasını istemem. | Open Subtitles | لكنني لا أريد ذلك أن يكون لشيء لم يفعله. |
yapmadığı bir şey için onu ayıplayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحكم عليه من أجل شئ ما لم يفعله. |
Sanırım hiçbir Vikingli'nin önceden yapmadığı bir şeyi yapacak çılgınlığa sahiptim. | Open Subtitles | وأعتقد أنني كنت مجنوناً كفاية لأفعل شيئاً لم يفعله أحد من قبل |
Bir zencinin yapmadığı bir şeyden ötürü asılmasını görmek istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن بأني أريد أن يشنق رجل أسود لشئ لم يفعله ؟ |
Tanıdığım bir adam yapmadığı bir şey için 27 yıl yatmış. | Open Subtitles | ثمة شخصاً ما أعرفه، قضى حكماً بسبعةً وعشرين عاماً على شيئاً لم يفعله. |
Hayır, onu yapmadığı bir şey için kovdun. | Open Subtitles | صحيح ، ولكنك طردته من العمل بسبب شيء لم يفعله |
Varsayalım ki bir polis yapmadığı bir şey için hapse giriyor. | Open Subtitles | لنفترض أن شرطياً سيذهب للسجن لأجل شيء لم يفعله |
İnsanların daha önce yapmadığı neyi yapabilir ki hayvanlar? | Open Subtitles | هل يوجد شيء لم يفعله البشر بي كي تفعله الحيوانات؟ |
Madem Marcel'in bunu yapabilecek durumu var, neden bugüne kadar yapmadı? | Open Subtitles | لو كان بوسع (مارسِل) فعل ذلك فلمَ لم يفعله قبل الآن؟ |