Al Gore dünyayı değiştirmek üzere yola çıktığında bunu tek başına yapmadı. | TED | عندما اراد ال جور ان يغير العالم من جديد لم يفعلها بنفسه |
Bana seslenmesini bekledim ama yapmadı. | Open Subtitles | انتظرت طوال الوقت صياحه باسمي ولكنه لم يفعلها قط |
Henri Young bu işi yalnız yapmadı. Bütün katilleri yakalayamadılar. | Open Subtitles | هنرى الصغير لم يفعلها بمفردة إنهم لم يقبضوا على كل القتلة بعد |
Bundan önce hiçbir Lord Kumandanın yapmadığını yaptı ve Yabaniler'i kapımızdan geçirdi. | Open Subtitles | لقد ترك الهمج يدخلون عندنا، حيث لم يفعلها أي قائد من قبله |
Onun yapmadığını sen de biliyorsun. Hepiniz biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين بأنه لم يفعلها كلكم تعلمون ذلك |
Henri Young bu işi yalnız yapmadı. Bütün katilleri yakalayamadılar. | Open Subtitles | هنرى الصغير لم يفعلها بمفرده انهم لم يقبضوا على كل القتله بعد |
O bunu yapabilecek kadar soğukkanlı biri değil. Bunu o adam yapmadı. | Open Subtitles | إنه ليس من ذوى الدم البارد هذا الشخص لم يفعلها |
Belki yapmadı fakat onun ne olduğunu bilebilir. | Open Subtitles | حسناً،ربما لم يفعلها لكنه ربما يعرف مالأمر |
Ama o yapmadı ve siz kimin yaptığını biliyorsunuz, harika. | Open Subtitles | ولكنه لم يفعلها ,وانت تعلم الفاعل ؟ ? - رائع |
Eval yapmadı anladık, ama Hawes neden o rüşveti almadı ki? | Open Subtitles | إيفل لم يفعلها.. لكن لماذا لم يقبل هوز الرشوة؟ |
Ama o yapmadı. Sana her şeyi anlattım. | Open Subtitles | ولكن ، هو لم يفعلها ، لقد أخبرتك بكل شيء |
O yapmadı! O yapmadı! Söyle onlara, Tom. | Open Subtitles | انه لم يكن هو, هو لم يفعلها, أخبرهم يا توم, انا اعرف انه لم يفعلها, |
Bildiğinize eminim ki böyle bir şey yapmadı çünkü kızı ben öldürmedim. | Open Subtitles | حسناً ، مثلما أني متأكد من أنك تدركين بأنه لم يفعلها لأنني لم أفعلها |
Adamın sabıkası yoksa bu daha önce yapmadı demek değil. | Open Subtitles | لترى إذا كان يوجد قضايا قديمه بنفس الملابسات فقط لأن الرجل لايوجد لديه سوابق لا يعني بأنه لم يفعلها |
Frasier yapmadığını söylüyor Frasier asla eşyalarımla oynamaz. | Open Subtitles | لأن فريجر قال أنه لم يفعلها.. و لا يعبث أبدا بأشيائي |
Bakın, General, bizim için yapmadığını bilerek burada oturmak kolay, ama bir de onun tarafından bakın. | Open Subtitles | ونحن نعرف أنه لم يفعلها ولكن انظر للأمر من ناحيته |
Sarhoş kıçı gülmeye başladı şöyle konuştu: "Şapsal polisler onun yapmadığını asla anlamayacaklar." | Open Subtitles | بدأ يضحك وهو سكران ويقول بأن الشرطه لم تعلم بانه لم يفعلها |
Onun yapmadığını. Ama sanırım malların yerini biliyor. | Open Subtitles | انه لم يفعلها لكني اعتقد انه . يعرف مكان الجي اتش بي |
Onun yapmadığını kanıtlamamız için bir haftamız var. | Open Subtitles | أمامنا أسبوعٌ واحد لإثبات أنهُ لم يفعلها |
Ölümlü babamın asla yapmadığı tarzda beni onayladın! | Open Subtitles | أنت إستحسنت تصرفاتى بطريقة والدى البشرى لم يفعلها |
- Altı yıl önce yapmadıysa, şimdi yapacaktır. | Open Subtitles | إذا لم يفعلها من ست سنوات فلن يفعلها الآن |
Hatta onun yapmadığına eminim. | Open Subtitles | انا متأكد انه لم يفعلها |