Çanta yok, mücevher yok, kimlik yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي محفظة,او مجوهرات لا شيء يشير لهويتها |
Organ hasarı yok, yaralanmış atardamar yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي ضرر بالجهاز الحيوي ، ولا توجد اي شرايين مقطوعة |
Onu tutan hiçbir şey yoktu, istediği gibi uçabilirdi. bir tek köprücük takılıydı. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي شىء يوقفها.كانت تستطيع أن تهرب.كان عليها فقط الحزام. |
Burada yiyecek insan bile yoktu. | Open Subtitles | اعني . لم يكن هناك اي اشخاص هنا ليأكلوهم |
Daha önce İngiltere'de hiç bir kaçak tutsak olayı gerçekleşmedi. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي قضية لهروب مخطوفة في الولايات المتحدة. |
Rahatlıkla söyleyebilirim ki hanımefendi orada alabalıktan daha büyük bir şey yok. | Open Subtitles | ويمكنني ان اقول لك سيدتي لم يكن هناك اي شيئ يسبح في تلك البحيرة اكبر من سمك السلمون |
İşi istemen için başka bir sebep yok muydu? | Open Subtitles | يعني لم يكن هناك اي اسباب لرغبتك بهاذي الوظيفه |
Hiç fil yok, pamuk helva yok, hiç palyaço yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي فيلة او حتى حلوى القطن وحتى لم يكن هناك مهرجين |
Hiç askeri uygulamaları ait bir şey yok mu? | Open Subtitles | لم يكن هناك اي شي قد يكون برنامج عسكري ؟ |
Telefon görüşmesi yok. Kimse eve gelmemiş. Eşi bir dakika öncesine kadar faturaları ödediğini söyledi. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي إتصال هاتفي، لم يأت أحد للمنزل الزوجة تقول أنه كان يدفع الفواتير |
İntikamını aldığına şüphe yok, o zaman niye bununla gurur duymuyor? | Open Subtitles | حسنا، لم يكن هناك اي تساؤل ان كان انتقاماً فلما نذكر الموضوع؟ |
Başka türlü davranmanın yolu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي طريقة آخري لدي للتصرف علي نحو مُختلف , كما تعلم |
Ama aslında, orada gerçekten durup da izleyen kimse yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لكن الحقيقة أنه لم يكن هناك اي شخصا يشاهد هذا .. أليس كذلك؟ |
Ama aslında, orada gerçekten durup da izleyen kimse yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لكن الحقيقة أنه لم يكن هناك اي شخصا يشاهد هذا .. أليس كذلك؟ |
Annem öldüğünde onun için yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | . عندما ماتت والدتي.. لم يكن هناك اي شي لافعله |
yoktu zaten, ya da ben atlamış olabilriim. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي منها او على الاقل انا لا اخوضها الاآن |
Ama onun gibi birinin o kadar yükselmesine imkan yoktu. | Open Subtitles | لكن لم يكن هناك اي امل لشخص مثله ان يحلم ان يصبح مثلهم |
Senden vazgeçtiğim için pişman olmadığım bir gün bile olmadı. | Open Subtitles | انه لم يكن هناك اي يوم لم اندم فيه على اني تخليت عنكي |
Onları bana zorla söylettiler. O kızla aramda hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي شيء يدور بيني وبين تلك الفتاة |
Başkente döndüm. Onun için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك اي شيء أستطيع فعله له في كل طريق عودتي الى العاصمه |