Biliyorsun Servoz o taraftan tırmanmak istemiyordu, herkes biliyordu. | Open Subtitles | سيرفيوس لم يكن يريد الصعود من هذا الجانب ولكن الجميع ارادوا ذلك |
Kennedy bir Domuzlar Körfezi daha istemiyordu. | Open Subtitles | أواخر الصيف كان الحفل انتهى كينيدي لم يكن يريد خليج خنازيرآخر |
Nereden ya da nasıl geldiğimi öğrenmek istememiş mi? | Open Subtitles | وهو لم يكن يريد ان يعلم من أين انا او كيف |
Yani ona istemediği bir şans vermeye mi geldim? | Open Subtitles | اذا أنا اتيت لاعطيه فرصة وهو في الحقيقة لم يكن يريد ذلك؟ |
İşin aslı şu ki, eğer eve gelmek istemezse elimizden bir şey gelmez. | Open Subtitles | في الواقع إذا لم يكن يريد العودة فلا يوجد الكثير لنفعلة عندها |
Sadece bizi değil, kendini de kandırmak istiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يريد خداعنا فقط بل أراد خداع نفسه.. |
İstemiyorsa dövüşmek zorunda değil, varmayın adamın üstüne. | Open Subtitles | ليس عليه ان يلاكم اذا لم يكن يريد دون الحاجة ان يُعامَل باستبداد |
İhtiyacı olana kadar, etrafta bir erkek bulunmasını istememişti. | Open Subtitles | وقالت إنها لم يكن يريد رجل حول في الصباح، حتى انها في حاجة واحدة. |
Tüm komplo planını bildiğini söyledi ama herkesin duymasını istemiyormuş. | Open Subtitles | قال أنه كان يعلم بكلّ شيء عن المؤامرة لكنه لم يكن يريد أحداً أن يسترق السَّمع |
Addison, yerel bir liseden mezundu... ve iyi kazandıran, sürekli bir işten başka bir şey istemiyordu. | Open Subtitles | أديسون كان خريج مدرسة محلية عليا الذى لم يكن يريد أكثر من شغل ثابت ويدفع جيدآ |
Kan çıkartmak üzereydi, ama maçı kaçırmak istemiyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أن فريقه سينتصر ولكنه لم يكن يريد أن تفوته المباراة |
Sigorta işine girmek istemiyordu. | Open Subtitles | هو لم يكن يريد أن يكون في أعمال التأمينات |
Çok açık görünüyor ki hiçbirimizi hayatında istememiş ne önce ne de şimdi. | Open Subtitles | أكد بوضوح بأنه لم يكن يريد أيٍ منا في حياته .. ليس حينها و ليس الآن |
Yüzüne hava yastığı çarpsın istememiş. | Open Subtitles | حسنا،الرجل لم يكن يريد أن تحميه الوسائد الهوائية |
Yani doktor, Yargıç Harper'ı davasında istememiş. | Open Subtitles | و بالتالي فإن الطبيب لم يكن يريد من القاضية هاربر أن تسمع قضيته |
Hep yapmak isteyip de hiç yapamadığı şeyleri ve hiç istemediği hâlde yapmak zorunda kaldığı şeyleri yazdı. | Open Subtitles | كَتَبَ عن كلِّ الأشياء الّتي يريدُ أن يفعلها ولكنّهُ لم يفعلها وكلّ الأشياء الّتي فعلها ولكنّهُ لم يكن يريد فعلها |
İlk geldiğinden beri miras istemediği için onun gerçek abisi olmadığından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | .. لانه لم يكن يريد أن يجري فحص اول ما أتى للمنزل شككت أنه قد لا يكون أخاها الحقيقي |
Yorumlardan biri de, onu seven birinin evde o halde yatmasını istemediği için bunu yazdığı... eğer ölecekse bu şekilde ölmesin gibisinden. | Open Subtitles | احد الأسباب المحتملة اذا كان هنالك شخص يهتم لأمرها لم يكن يريد ان تبقى جثتها ملقاة في المنزل |
Bugün seninle gelmek istemezse Rusty'i zorlamayacağım çünkü açıkçası davranışını kaba ve şüpheli buldum. | Open Subtitles | إذا لم يكن يريد ذلك، لأنه في الحقيقة أجد تصرفك غير حساس ومشبوه مشبوه؟ |
Yaşamak istiyordu. Sizi terketmek istemiyordu. | Open Subtitles | . أراد العيش لم يكن يريد أن يترككِ |
Tatlım, eğer yapmak istemiyorsa, başkasını bul. Elbette, tatlım. | Open Subtitles | عزيزي, إن لم يكن يريد عمل ذلك إبحث عن شخص آخر |
Hitler ilk başta bu krizin stratejik planının sonunu getireceğine inanmak istememişti. | Open Subtitles | ...هتلر" فى البدايه" ...لم يكن يريد أن يصدق أن هذه الكارثه... هى نهاية كل خططه الأستراتيجيه ... |
O kumarhanenin buraya açılmasını istemiyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يريد ذلك الكازينو هنا |