Birkaç gün içinde hepimiz görelim diye aşklarını tazeleyecekler. | Open Subtitles | ففى خلال أيام قليلة سيجددا هذا الحب لنراه جميعاً |
Kocaman şişmiş diliyle armonileşsin de görelim. | Open Subtitles | لنراه كيف سينسق وهو .بلسان متورم مثل خلية النحل |
Sana görmeye gittiğimiz adamdan bahsetmeme izin ver. Adı Jean-Pierre Thibodoux. | Open Subtitles | دعني أخبرك عن الرجل الذي نذهب لنراه اسمه جان بيير ثيبودوكس |
Şimdiye dek görülebilenden çok daha fazla görülecek şey var. | Open Subtitles | ولا زال هناك المزيد لنراه أكثر مما قد نراه يوماً |
Daha aşağıya gidip nehrin tüm durumunu görmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نستكشفه أكثر من هذا لنراه بشكل عام |
görecek çok şey Var. | Open Subtitles | حتى نسير وجدول الجولة فهناك الكثير لنراه |
Tanrının görmemiz için dünyaya koyduğu her şeyi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت كل ما وهبنا الله لنا لنراه |
- Yanımızda getirdik. - Şimdi oğlunuza bir bakalım. | Open Subtitles | لقد أحضرناه إلى هنا - لنذهب لنراه الآن - |
O bara gidip, sıska bir İngiliz ezik gibi oturup oturmadığını görelim. | Open Subtitles | سنذهب للحانة لنراه يجلس كخاسرٍ بريطانيّ نحيف، |
Tamam, pes ediyorum. Gidip onu bir görelim. | Open Subtitles | حسناً، أنا أستسلم، دعينا نذهب لنراه |
Geri zumla, elbiseyi görelim. | Open Subtitles | اظهر لنا فستانها لنراه. رائع، ابقى هكذا |
- Lânet olsun, gidip onu görelim. | Open Subtitles | تبا, دعنا نذهب لنراه |
- Gidip onu görelim. - Hayır dostum, hayır. | Open Subtitles | هيا نذهب لنراه لا ، يا رفيقى لا - |
Getir de görelim. | Open Subtitles | أجلبهُ لنا لنراه |
Birisi hala hayatta, Onu görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | أحدهم ما زال حياً نحن في طريقنا لنراه الآن |
Zaten yoldan sapıp onu görmeye gideceğiz. | Open Subtitles | لذا فكرنا أن نلتف ونذهب لنراه |
Daha görülecek çok şeyimiz ama az vaktimiz var, devam edelim mi? | Open Subtitles | هناك الكثير لنراه, والوقت قليل. ايمكننا؟ |
Pekala, görülecek bir şey yok, önümüze bakalım. | Open Subtitles | حسناً , ليس هناك الكثير لنراه لذا دعونا ننظر إلى الأمام |
Belki de gidip onu görmeliyiz. | Open Subtitles | اووه ربما يجب ان نذهب لنراه |
Belki de gidip onu görmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب ان نذهب لنراه |
Burada görecek çok şey var, çok şey var! | Open Subtitles | الكثير لنراه في هذا المكان، الكثير لنراه |
Yemekten önce görmemiz gereken çok şey var. | Open Subtitles | لدينا الكثير لنراه قبل تناول العشاء |
Bu yüzden, bir bakalım. | Open Subtitles | اذاً لنراه |