"لنشر" - Traduction Arabe en Turc

    • yaymanın
        
    • yaymak için
        
    • yaymaya
        
    • yayınlamaya
        
    • yaymayı
        
    • yayınlamak
        
    • amacı
        
    • yayıp
        
    • yayma
        
    • yayman
        
    • yayması
        
    • yaymakta
        
    • yayılması
        
    • yayımlamaya
        
    • dağıtıyorsa
        
    Mikrobu yaymanın en etkili yöntemi üç paralel dağıtım kanalı kullanmak. Open Subtitles أفضل طريقةٍ لنشر العامل المرضيّ هي باستخدام ثلاث قنواتِ توزيعٍ منفصلة
    Gidin ve satın. Yaptığımız işi yaymanın en iyi yolunun sokağa çıkmak olduğuna karar verdik. Open Subtitles وجدنا أنا أفضل طريقة لنشر الأمر هو الذهاب الي الشارع
    Bu fikirlerin sahipleri, bunları başkalarına yaymak için çok çalışıyorlar. TED الطفيليات تعمل جاهدة لنشر أفكارها للآخرين.
    Bazıları onların aslan olmadığını düşündü çılgınlık yaymaya gelen ölmüş büyücülerin ruhları. Open Subtitles اعتقد البعض انهما ليس اسدين انما ارواح اطباء تقليديين عادوا لنشر الجنون
    Dr. Sidman, bunu gazetesinde yayınlamaya istekli olmalı. Open Subtitles لا بد أن الدكتورة سيدمان كانت متحمسة لنشر هذا في المجلة
    Kimyasal saldırılara karşı deriye uygulanan panzehirleri yaymayı sağlayan bir prototip. Open Subtitles نموذج أولي لنشر المضادّات الموضعية للهجمات الكيمياوية
    Bilimciler sonuçları yayınlamak içindir ve bu durum bundan çok uzakta. TED يهدفُ العلماء لنشر النتائج. وكان هذا الوضع أبعد ما يكون عن ذلك.
    "Noel neşesini yaymanın en iyi yolu... herkesin duyabileceği sesle şarkı söylemektir." Open Subtitles الطريقة الافضل لنشر بهجة الكريسماس الغناء بصوت مرتفع ليسمع الجميع
    Haberi yaymanın en hızlı yolu röntgendeki kızlara söylemektir. Open Subtitles حسناً، أسرع طريقة لنشر الخبر إخبار فتيات قسم الأشعة
    Tedaviyi yaymanın en iyi yolunun onu gaz haline getirip havalandırmadan yaymak olduğunu söylemiştin. Open Subtitles قلت أن الطريقة الأسرع لنشر العلاج هي أن نحوله إلى رذاذ وننشره من خلال نظام التهوية
    Ve şimdi platformumu önemli bir kabul mesajını yaymak için kullanıyorum. TED وأنا الآن أستغل منصتي لنشر أهمية ثقافة قبول الآخر.
    Peki bunu 15 bin okula yaymak için gereken parayı bulacak olan adam veya kadın nerede? TED أين هو هذا الرجل أو الفتاة التي سوف تجد المال لنشر هذا الأمر ليشمل 15،000 مدرسة ؟
    Her sektörün kendi gerçekleri ve bu gerçekler hakkında farkındalık yaymaya çalışan kuruluşlar var. TED كل القطاعات المختلفة لديها حقائق، وهناك منظمات تسعى لنشر الوعي عن هذه الحقائق.
    Humprey'nin ilk baskısını yayınlamaya hazırdır. Open Subtitles أخيراً علي إستعداد لنشر رواية همفري الأصلية.
    Sanırım hastalığı kendine bulaştırıp dünya etrafında uçarak yaymayı planlıyor. Open Subtitles أعتقد أنه قد يخطط لنقل العدوى لنفسه ويتنقل حول العالم لنشر المرض
    Hayatının çalışmasını yayınlamak için 20 yıl beklemişti her detayı tekrar tekrar gözden geçirdi. Open Subtitles انتظر 20 عاماً لنشر أهم عمل في حياته، كل التفاصيل رُوجعت وأُعيد مُراجعتها،
    Ama bu saldırının asıl amacı sürüde bir panik yaratmak. Open Subtitles و لكن هذا الهجوم مخطط لنشر الرعب بين القطيع
    Hakikati yayıp, Hıristiyanlık bayrağını yükseltmek ve onun çaldığı inancı geri getirmek için bir şans verin bana. Open Subtitles فقط أعطني فرصة لنشر الإنجيل لرفع راية المسيحية لاستعادة الثقة التي سرقها
    Kokuyu en iyi şekilde yayma işini tam anlamıyla kendi sırtlarına yüklerler. Open Subtitles لنشر أفضل رائحتهم، يجب عليهم وضع ظهورهم بها.
    Mesele seks manyağı olduğum... dedikodusunu yayman da değil. Open Subtitles أنها ليست وسيلة لنشر الشائعات أنني نوعا من مهووس بالجنس
    Ahudununu önceki türleri bu kadar güzel ve lezzetli değildi tohumlarını yayması için kuşların bile dikkatini çekemedi. Open Subtitles إن السلالات الأولى من التوت لم تكن بهذين الجمال واللذة، فلم يكن بإمكانها إجتذاب الطيور بالقدر الكافي لنشر بذورها.
    Bu plan retrovirüsü yaymakta tamamen size bağlı olacağımızı gösteriyor. Open Subtitles سنضطرّ بفعل هذه الخطة إلى الاعتماد عليكم لنشر الفيروس الرجعي
    Yeni köpeğimin Aleutian gribi virüsünün yayılması için kullanıldığını düşünüyorlar. Open Subtitles يظنان أن أحدهم استغل كلبي الجديد لنشر فايروس انفلونزا الألوشيان
    Diğer bir büyük problem ise çoğu akademisyen, bu prestijli ve abonelik bazlı çalışmaları dışarıda yayımlamaya pek de istekli değil. TED والمعضلة الكبيرة الأخرى هي أن غالبية الأكاديميين يفتقرون للكثير من الحافز لنشر بحوثهم خارج هذه الدوريات المرموقة القائمة على الإشتراكات.
    Eğer listeyi bu şey dağıtıyorsa muhtemelen herkes ölünceye kadar bunu yapmaya devam edecektir. Open Subtitles لو أنّ هذا الجهاز يُستخدم لنشر القائمة فعلى الأرجح سيستمر بعمله حتى يموت الجميع.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus