Dahice planın buysa eğer orada saklanmayacağım. | Open Subtitles | لن أختبئ هناك إن كانت تلك خطّتك العبقريّة |
Ben hiçbir şeyin arkasına saklanmayacağım, Marcus. | Open Subtitles | أنا لن أختبئ خلف أي شيء، ماركس |
Umarım bu tekrar saklanmayacağım anlamına geliyordur. Ve umarım bugün kimliğimi açıklayarak, esasları değiştirmek için bir şey yapabilirim ve farklı hissedenlerin gerek iş gerek kişisel yaşamlarında bir şeyleri değiştirmelerine yardımcı olabilirim. | TED | آمل أن هذا يعني أنني لن أختبئ ثانية، كما آمل أنني من خلال خروجي اليوم، أستطيع فِعل شيء ما لتغيير المعطيات وأيضًا لمساعدة الآخرين الذين يشعرون بأنهم مختلفون ليصبحوا بطبيعتهم ومنجزين أكثر على صعيد حياتهم المهنية والشخصية. |
Artık saklanmak yok. | Open Subtitles | لن أختبئ بعد الآن |
Artık saklanmak yok! | Open Subtitles | لن أختبئ بعد الآن! |
Hayır, manyak ailenden saklanacak değilim. | Open Subtitles | لا، لن أختبئ من عائلتك المجنونة. |
Bu asla olmayacak, ne burada ne de Fransa'da saklanacak değilim! | Open Subtitles | هذا لن يحدث، لن أختبئ ليس هنا ولا في (فرانكيا) |
Ben bir hayvan gibi saklanmayacağım. | Open Subtitles | لن أختبئ مثل الحيوانات |
- Hayvanlar gibi bir deliğe saklanmayacağım. | Open Subtitles | لن أختبئ مثل الحيوانات |
O adamdan saklanmayacağım. | Open Subtitles | لن أختبئ من ذلك الرجُل - حقاً ؟ |
Daha Fazla saklanmayacağım | Open Subtitles | لن أختبئ بعد الآن |
Ama artık saklanmayacağım. | Open Subtitles | لن أختبئ مرةً أُاخرى |
Ben saklanmayacağım, özellikle de bir zindana. | Open Subtitles | أنا لن أختبئ خاصةً في زنزانة |