Korkunun hayatımı kontrol etmesine veya seninkini mahvetmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع الخوف يسيطر على حياتي أو أن يدمر حياتك |
Tanrı şahidim olsun ki mahkememin bu iki aile arasında kalmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | بقدر أن الربّ شاهدى، لن أدع محكمتى سبباً فى اندلاع حرب بين عائلتين |
Kızımızın gelecek sene yemeğini bir horozla yemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن هذا. حسنا، لن أدع طفلتنا تتناول الغداء |
Küçük kızının güzel saçlarının bir teline zarar gelmesine izin vermem. | Open Subtitles | أنا لن أدع أي شخص يؤذي شعرة من رضيعتك الجميلة الصغيرِة |
Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz! | Open Subtitles | لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل |
Söz veriyorum, sana hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim Nemo. | TED | أعدك، لن أدع أي شيء يحصل لك أبدا، نيمو. |
Ama bu kez kimsenin beni durdurmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكني لن أدع أحداً يقف في طريقي هذه المرة |
Bunun, hayatım boyunca beceriksiz bir hiç olmama katkıda bulunucak başka bir durum olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | .. لن أدع هذا يكون موقفا آخر يساهم في أن أصبح شيئا تافها صغيرا لبقية حياتي ، أتفهمون؟ |
Her şey iyi olacak. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | كلّ شيء سيصبح بخير لن أدع أيّ شيء يحدث لك |
Ray, tüm bu yaşamından dolayı üzgünüm... fakat o adamın beni sindirmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | راي أنا آسفة لحياتك ولكني لن أدع ذلك الشخص يخيفني |
Bunun olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ثم لن نترك الفرصة للقيام بهذا أنا لن أدع هذا يحدث |
Eğer ayrılırlarsa... 1000 yıllık bu Cumhuriyetin ikiye ayrılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إذا انفصوا عنا لن أدع هذه الجمهورية التي صمدت ألف عام لتنقسم إلى اثنتين |
Magwar'ın babamın araştırması sayesinde zengin olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع مقواير يكتسب الشهرة من أبحاث حياة أبي |
Görevinizi başarmanıza izin vermeyeceğim! | Open Subtitles | لن أدع هذه المهمة تنجح لكم حتى ولو كان ذلك خطر في حياتي |
Demek istediğim, bu akşam hiçbir şeyin beni rahatsız etmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أشغل بالي بهذا الليلة و لن أدع أي شيء يزعجني |
Ooh! Anne hediyesi çok önemlidir. Emanet saklarım kimsenin dokunmasına izin vermem. | Open Subtitles | هدية الأم مهمة جدآ أنا سأبقها بأمان لن أدع أحدآ يلمسها |
-Küçük maymunumun fakir dolaşmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أدع قردي الصغير يتجول بهذه الملابس الرثة |
"Kızımın, onu geçindiremeyecek amele bir çiftçiyle evlenip hayatını mahvetmesine izin vermem." | Open Subtitles | لن أدع أبنتي تدمر حياتها بالزواج من مزارع فاشل لايمكن أن يؤمن لها مستقبلها |
Benim dünyamın da patlamasından söz ediyor. Buna izin veremem. | Open Subtitles | انه يتحدث عن تدمير كوكبي أيضاً، لن أدع هذا يحدث |
Ve ben Phoebe'nin bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل |
Kimsenin ona binmesine izin vermezdim. | Open Subtitles | لن أدع أحـداً يمتطيـه ولن أهتمّ بمن هـو أو هي |
Eğer uyanırsan sana bir daha kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إذا مستيقظة لن أدع أيّ أحد يؤذيكِ ثانيةً أبدًا |
Düşman kurşunlarının hiçbirinin onu delip geçmesine izin vermeyecektim! | Open Subtitles | سوف لن أدع أية رصاصة من رصاصات العدو تخترقه |
Onun ekipmanımı koklamasına bile müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدع هذا الرجل يعرف أي شيء عن ادواتي بعد الآن |
Ben de bir daha bir kadınla arama asla işimi sokmamaya yemin ettim. | Open Subtitles | أقسمتُ أنني لن أدع مهنتي مجدداً تقف بيني وبين امرأة. |
Buraya onu öldürmeye geldiysen şimdiden söylemiş olayım buna müsaade etmem. | Open Subtitles | لو أنك أتيت هنا لقتله سوف أقول هذا لك الآن لن أدع هذا يحدث |
Ona bir şey olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | عليكِ أن تعلمي أنّي لن أدع شيئًا يحدث له. |