"لن أسمح" - Traduction Arabe en Turc

    • izin vermem
        
    • izin veremem
        
    • izin vermiyorum
        
    • olmasına izin vermeyeceğim
        
    • asla
        
    • müsaade etmeyeceğim
        
    • istemiyorum
        
    • müsaade etmem
        
    • vermesine izin
        
    • izin vermezdim
        
    • müsaade edemem
        
    Ve biliyorsun ki başına kötü bir şey gelmesine asla izin vermem. Open Subtitles و أنت تعلمين أنني لن أسمح أن يحصل له أي أمرٍ سيء
    Onunla evlenince de birlikteliğimizi tehdit edecek hiçbir şeye izin vermem. Open Subtitles و عندما تكون زوجتي لن أسمح الي أي شئ ليفرق بنا
    - Onu bu beladan kurtardı. - Ona zarar gelmesine izin vermem. Open Subtitles لقد سحبت منه من خلال ذلك وأنا لن أسمح لأي شخص بأذيته
    Bu hikaye senin geleceğini mahvedebilir... ve bende bunun olmasına izin veremem. Open Subtitles هذه القصة من الممكن أن تدمر حياتك و انا لن أسمح بذلك
    Ben, yaptıklarım için, izin vermiyorum... yapabileceğim ama yapmayacağım şeyler için... Open Subtitles أنا، بسبب ما فعله لن أسمح له لن أسمح له بذلك
    Bu sona erecek, çünkü evimde böyle aptallıkların olmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles هذا الأمر سيتوقف، لأني لن أسمح بمثل هذه الحماقات في بيتي.
    Artık onun beni sevmesine izin vermem çünkü umurumda değil. Open Subtitles و لن أسمح له أن يحبنى بعد الآن لأننى لا أهتم
    Sizler ailemsiniz. Seni seviyorum ve buna izin vermem. Open Subtitles أنت زوجتى, و هم أولادى و أنا أحبكم و لن أسمح بهذا
    Cinayetle suçlanıyor ve hapiste olması gerekiyor diye onun sorgulamana izin vermem. Open Subtitles لن أسمح لك باستجوابه حتى لو وجهت إليه تهمة الخنق وكان في السجن
    O hastanede ve akıl sağlığı yetersiz bir durumdayken buna izin vermem. Open Subtitles وبالتالي لن أسمح لك بذلك وهو في . المستشفي ويعاني من القصور العقلي
    Seni seviyorum ve buna izin vermem. Open Subtitles أنت زوجتى, و هم أولادى و أنا أحبكم و لن أسمح بهذا
    Oprah'ın sesli mesaj bırakmasına izin vermem. Open Subtitles أنا لن أسمح لاوبرا ترد على البريد الصوتي
    Babanın nişan partisinden yalnız başına davayı kutlamana izin veremem. Open Subtitles لن أسمح لكِ بالإحتفال بقضيتكِ وحدكِ في حفل خطوبة والدكِ.
    Çekini bozdurmana izin veremem, ama 10 doların altında bir hediye alabilirsin. Open Subtitles أنا لن أسمح لك بصرف الشيك الخاص بك ، لكن هدية بـ 10 دولار أو أقل ، أنني سوف أقبل ذلك.
    Çekini bozdurmana izin veremem, ama 10 doların altında bir hediye alabilirsin. Open Subtitles أنا لن أسمح لك بصرف الشيك الخاص بك لكن هدية بـ 10 دولار أو أقل أنني سوف أقبل ذلك
    Doğumgünün bile olsa böyle konuşmana izin vermiyorum. Open Subtitles لن أسمح لك بالكلام هكذا حتى ولو يوم ميلادك
    Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim, Buradan çıkacağız, söz veriyorum. Open Subtitles لن أسمح لأي مكروه أن يصيبك وسنخرج من هنا، أعدك بذلك
    Kasten cinayet bir olaydır, ama bu evde asla yalan söylemeyeceğim. Open Subtitles القتل المتعمد هو شيء واحد لكن لن أسمح بالكذب في منزلي
    Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin Ziyaretçilere zarar vermesine müsaade etmeyeceğim, nokta. Open Subtitles لن أسمح لأيّ شيء أو أيّ أحدٍ آخر أن يؤذي الزائرين، نقطة
    Çünkü ormnanda tek başına bir organ hırsızının peşinden gitmeni istemiyorum. Open Subtitles لأنني لن أسمح لك بالتجول في الغابات وحدك للبحث عن مهووس بالأعضاء
    Adam'a ne yaptığını bana anlatırsan seni canavar gibi görmelerine müsaade etmem. Open Subtitles إذا فقط أخبرتى ماذا حدث لأدم لن أسمح لهم بأن يجعلوك وحشهم
    Kimsenin sana zarar vermesine izin vermem, küçük kiz. Open Subtitles لن أسمح لأحد أن يؤذيكِ، يا فتاتي الصغيرة.
    Ama birinin benimle o şekilde konuşmasına izin vermezdim. Open Subtitles بالتأكيد لن أسمح لأي أحد أن يحدثني بتلك الطريقة.
    Çekilebilirsin. Özel mülke izinsiz giriyorsunuz. İzniniz olmadan geçmenize müsaade edemem. Open Subtitles غادروا، إنّكم تنتهكون ملكيّة خاصّة، لن أسمح لكم بالعبور دون تصريح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus