Hatta kalmaya karar verirsen artık seni görmeyi kabul etmem. | Open Subtitles | في الحقيقة، إذا تقرّر بقاء، أنا لن أوافق لرؤيتك أكثر. |
Sana inanmıyorum. Ben asla böyle bir şeyi kabul etmem. | Open Subtitles | لا أصدقك , لن أوافق أبداً على شئ كهذا |
Castle'ın iyi olduğunu bilmeden hiçbir şeyi kabul etmem. | Open Subtitles | لن أوافق على أيّ شيءٍ حتى أعرف أنّ (كاسل) على ما يُرام. |
Arkamdan iş çevirip kabul etmeyeceğim anlaşmalar yaptın. | Open Subtitles | ذهبت من وراء ظهري لإبرام إتفاقات كنت تعلم أني لن أوافق عليها |
Evet ama kabul etmeyeceğim için ne diye uğraşıyoruz, bilmiyorum. | Open Subtitles | بوضوح تام, ولكنني لا أرى الهدف من رؤيته بما أنني لن أوافق على الأمر |
Beni zorlamayacak hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أوافق على أية شيء لا يشكل تحدي بالنسبة لي |
20 dakika geçikti ve bir patron olarak bunu kabul edemem. | Open Subtitles | هي تأخرت لمدة 20 دقيقة، وكرئيس العمل، لن أوافق على ذلك. |
Doktorun hatırına bu pis evde çok şeye katlanırım... ama bir çocuğa zarar verilmesini kabul edemem. | Open Subtitles | سيآخذ الكثير من هذا البيت القذر لأجله لكني لن أوافق بإيذاء طفل لا؛ أنا لن أوافق |
Benim kariyerimden Peyton ve Haley sorumlu ve bunu parayla alamazsınız alsanız bile ben kabul etmem. | Open Subtitles | (بيتون)، و (هايلي) مسؤلان عن مساري المهني... ولا يمكنكم وضع سعر لذلك. وحتي إذا فعلتِ، فأنا لن أوافق. |
Hiçbir zaman evliliği bozmayı kabul etmeyeceğim İngiltere'yi ele geçirmek için istediğin kadar yalan uydurabilirsin. | Open Subtitles | لن أوافق على ابطال الزواج، مهما كانت الافتراءات التي اختلقتها للحصول على "انجلترا". |
Ama bunu kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | لكني لن أوافق على ذلك. |
Sayın Başkan, maalesef %20'yi kabul edemem. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة أخشى أنّني لن أوافق على 20 بالمئة |
Bunu kabul edemem. | Open Subtitles | .لن أوافق مطلقاً |