Bu Mea Culpa oyun gerçek eğlence ve tüm, ama biz hiçbir şeyi çözmeyecek değildir. | Open Subtitles | هذه اللعبة ممتعة حقاً لكنها لن تحل أي شيء |
Gottfried'le konuşmak yasal sorunlarımızı çözmeyecek. | Open Subtitles | إسكات السيناتور لن تحل مشاكلنا القانونيـة |
Artan denetim mekanizmaları bu problemi çözmeyecek. | TED | لن تحل آليات التحكم المتزايدة المشكلة. |
Şunu da eklemeliyim ki doğru bir şekilde tasarlanmış opioid reçeteleri problemi tek başına çözemez. | TED | في النهاية، أريد أن أقول أن الإدارة بشكل صحيح للمسكنات الأفيونية الموصوفة لن تحل الأزمة بذاتها. |
LMNO, PTU, kan sulandırıcılar... Hiçbiri bu sorunu çözemez. | Open Subtitles | البروبيلثيويوراسيل، مخففات الدم كلها لن تحل هذه المشكلة |
Ray, Sen bunu çözemeyeceksin. | Open Subtitles | راي، لن تحل اللغز أبداً |
Bu davayı çözemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تحل هذه القضية. |
Bu bir kişi veya bir grup tarafından çözülemez. | TED | هذه المشكلة لن تحل بواسطة شخص او مجموعة |
Ve hayatta karşılaşacağımız en büyük zorluklar ve problemler, ister kendi kafamızın içinde, ister diğer insanlarla yapacağımız rahat sohbetlerle asla çözülemez. | TED | وأكبر التحديات والمشاكل التي نواجهها لن تحل أبدًا بمحادثات مريحة، سواء كان ذلك في رأسك أو مع أشخاص آخرين. |
Ancak şebekesiz güneş enerjisi Afrika'daki enerji kıtlığını çözmeyecek, tıpkı tüm haneleri şebekeye bağlayacak olan ve tepeden aşağı gösterilen çabanın çözemeyeceği gibi. | TED | ومع ذلك، فالطاقة الشمسية خارج الشبكة لن تحل مشكلة فقر الطاقة في أفريقيا وكذلك أيضًا لن يحلها الجهد من أعلى لأسفل لربط كل المنازل غير المخدومة بالشبكة. |
Hayır, Ray, hayır! Bir iğne bunu çözmeyecek! | Open Subtitles | لا يا راي لن تحل إبرة المخدر هذا |
Yumruğun sorunu çözmeyecek. | Open Subtitles | قبضتك لن تحل المشكلة. |
Hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | انها لن تحل شئ |
LMNO, PTU, kan incelticiler, hiçbiri bu sorunu çözemez. | Open Subtitles | البروبيلثيويوراسيل، مخففات الدم كلها لن تحل هذه المشكلة |
Ama korkarım benim sorunlarımı hiçbir şişe çözemez. | Open Subtitles | لكنني آسف هذه الزجاجات لن تحل مشاكلي |