"لن يذهب إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • gitmeyecek
        
    • gitmiyor
        
    • gitmez
        
    • gidemez
        
    • gittiği yok
        
    Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor ve pazartesi günü, tahmin edebileceğinden daha erken bir zamanda bir daha asla işe gitmeyecek. TED لأنه عمل كل يوم منذ أن بلغ من العمر 16 وفي يوم الأثنين، وأقرب مما يتخيل، لن يذهب إلى العمل مجددًا.
    Lisle'ye gitmeyecek, onu duydun. Ayrılma konusuna kafayı takmış. Open Subtitles لن يذهب إلى ليسيل، لقد سمعتيه لقد قرر الرحيل
    Ama ben onun tutuklanması gerektiğini sanıyorum. Hiçbir yere gitmiyor. Open Subtitles أنا أريد إعتقال هذا الرجل إنه لن يذهب إلى أى مكان
    Acele etme, çavuş. Hiçbir yere gitmiyor. Open Subtitles خذ وقتك حضرة الرقيب هو لن يذهب إلى أى مكان
    Eğer polise gidemeyecek durumda olursa, polise gitmez. Open Subtitles هو لن يذهب إلى الشرطة ، إذا كان لا يستطيع أن يذهب إلى الشرطة
    Ben söyleyene kadar hiçbir yere gidemez. Open Subtitles ولكن لن يذهب إلى أيّ مكان حتى أحصل على شهادته
    Bak, onun hiçbir yere gittiği yok. Sana söz veriyorum. Open Subtitles إسمع، إنه لن يذهب إلى أي مكان هذا وعد مني
    Lastik kaplamayı öğreneceği özel bir okula gitmeyecek. Open Subtitles سيأخذ فرصته كالآخرين لن يذهب إلى مدرسة خاصة كي يتعلم من البداية
    Lastik kaplamayı öğreneceği özel bir okula gitmeyecek. Open Subtitles سيأخذ فرصته كالأخرون لن يذهب إلى مدرسة خاصة كى يتعلم من البداية
    - Hey, en azından bir bakabiliriz. Haydi. - Ben buraya gitmeyecek. Open Subtitles على الأقل نستطيع أن نلقي نظرة بن لن يذهب إلى هنا
    Harvard'a falan gitmeyecek. Open Subtitles لن يذهب إلى هارفرد عليك أن تخرجي هذا من رأسك الآن
    Mahkeme kararı olmadığı sürece hiçbir yere gitmeyecek. Open Subtitles بناءً على قرار المحكمة، لن يذهب إلى أيّ مكان.
    Şu gösteri yakın zamanda bir yere gitmeyecek, değil mi? Open Subtitles هذا العرض لن يذهب إلى أي كان في أي وقت قريباً، صحيح؟
    Çocuk hiçbir yere gitmiyor, kanun adamı. Open Subtitles الولد لن يذهب إلى أى مكان يا رجل القانون
    Üzgünüm, ama benim iznim olmadan hiçbir yere gitmiyor, ve onunla konuşmadan iznimi alamazsınız. Open Subtitles لكنه لن يذهب إلى أي مكان بدون تصريح مني ولن تحصلوا على ذلك حتى نتكلم مع رودني
    Ağzını topla. Oğlum bir yere gitmiyor. Open Subtitles انتبه إلى كلامك ابني لن يذهب إلى أي مكان
    Ben soruşturmamı bitirene kadar çocuk hiçbir yere gitmiyor. Open Subtitles هذا الفتى لن يذهب إلى أي مكان حتى أنهي تحقيقي معه
    Hiçbir yere gitmiyor bensiz. Open Subtitles هو لن يذهب إلى أيّ مكان . بدوني، دعونا نذهب
    O hiçbir yere gitmez. Ne dediğimi anlıyor musun? Open Subtitles هذا لن يذهب إلى أي مكان أنت تعرف ما أقصد؟
    Lapa canavarları bir yere gitmez. Onun bulunduğu yeri bulmak zorundayız. Open Subtitles هذا الوحش لن يذهب إلى أي مكان يجب أن نعثر على المكان
    Çocuğun yanından başka yere gitmez. Open Subtitles هو لن يذهب إلى أيّ مكان قرب الولد الآن. هل لديه عائلة؟
    Zaten Rusty bu hafta hiçbir yere gidemez çünkü resmî olarak acil gözetimde. Open Subtitles لن يذهب إلى أي مكان هذا الأسبوع لأنه تقنياً في الرعاية الطارئة
    Hiçbir yere gittiği yok Donna. Open Subtitles لن يذهب إلى أي مكان يا دونا إنه رجل يقول ولا يفعل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus