"لها أن" - Traduction Arabe en Turc

    • Ona
        
    • Onun
        
    • istedim
        
    Güzel bayanla konuştum, ve Ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. Open Subtitles تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف
    Güzel bayanla konuştum, ve Ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. Open Subtitles تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف
    Ve David, neden Ona nişanlısını terketmesi gerektiğini söylediğini de anlayamıyorum. Open Subtitles و إننى لا أعرف لماذا تقول لها أن تتخلص من خطيبها
    Artık Onun acı çekmesini ve benim acımı görmesini istemedim. Open Subtitles لم أرد لها أن تعانى و ترانى أتألم بعد ذلك
    Birisi Onun ölmesine göz yumdu. Bu bir ihmâlkârlık cinayeti. Open Subtitles شخص ما سمح لها أن تموت تلك جريمة قتل مُهملة
    Onlardan bana bir güvence vermelerini istedim. TED واتفقوا. وقلت لهم أريد لها أن تظهروا لي امارات على الالتزام.
    Aptal! Şimdi Tanrının Ona sarılmak istediğini nasıl açıklarım acaba? Open Subtitles الآن كيف أوضّح لها أن هذا الإله يريد معانقة محبّه
    Ona bir ev verdim, ...istediği her şeyi yapıp seçebileceği bir yer. Open Subtitles ،أعطيتها منزل مكانٌ يمكن لها أن تتفكر به فيما تصنع من نفسها
    Beni en çok öfkelendiren Ona bana bunu yapmasına izin vermemdi. Open Subtitles أكثر ما يغضبني هو أني سمحت لها أن تفعل هذا بي
    diye sordu. ve Ona küçük bebeğin kurtulamadığını söylediler -- son nefesini geminin kliniğinde vermişti. TED قالوا لها أن الطفل الصغير لم ينجو، لفظ آخر نفس في عيادة السفينة.
    Cevap olarak, Yusor'un annesi Ona komşusuna karşı nazik olmasını, onları tanıdıkça nasıl olduklarını göreceğini söylemiş. TED وكرد فعل قالت أم يسر لها أن تكون لطيفة مع جارها، لأنه إذا عرفهم أكثر، سيرى حقيقتهم.
    Ağabey Ona söyle, 3 yılda bir tane röportaj yapmak hiçbir işine yaramaz. Open Subtitles أخي، قل لها أن الحصول على مقابلة بعد ثلاث سنوات كاملة هو لا شيء
    Evet. Ona bir mektup yazarak devlet işlerine karışmamasını tavsiye ettim. Open Subtitles نعم نصحت لها أن تمتنع عن الخوض فى شئون الدولة
    Sendeleyip duran bir kadın gördük. Ona doğru, "buraya gelin" diye seslendik. Open Subtitles عقب أحدى الغارات شاهدت سيده عجوز تجلس بمفردها فقلت لها أن تأتى معنا
    Hayır, benim tabanca talimine gitmemle ilgili kayıtlarımın bilgisayarda karışmış olduğunu Ona açıkladım. Open Subtitles كلا شرحت لها أن سجلاتي المتعلقة بتمارين الرماية أخطأت في الكمبيوتر
    Kimsenin Ona zarar vermesini istemiyor. Open Subtitles لا يريد لها أن تعاني الأذي من أحد ولا حتى من أمها
    Belki bu durumla baş etmek Onun için daha kolaydır. Open Subtitles حسنا، ربما يكون من الأسهل لها أن تفلت من العقاب
    Çünkü evin beyi Onun bu hafta içinde üçüncü kez sinemaya gitmesine izin verdi de ondan. Open Subtitles لأن حضرتك سمحت لها أن تذهب الى السينما للمرة الثالثة هذا الاسبوع
    Hanımefendi sakin bir yaşamı tercih ediyordu, daha doğrusu... kadınlarda tevazuu ve sükuneti seven beyefendi Onun adına bu tercihi yapmıştı. Open Subtitles هي فضلت الهدوء، أو لنقول الحقيقة هو فضلة لها أن يكون صديق عظيم لسلوك المرأة المتواضع والهادئ
    Elbette üzüldüm ama gitmesini istedim. Open Subtitles حسناً، بالطبع انزعجت لكني أردت لها أن تذهب
    Dağılacak hale geldiğinde grubumuzu bir arada tutmak istedim. Open Subtitles حاولت أن أبقي مجموعتنا سوية حينما كان مقدر لها أن تتفرق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus