Bir saat içinde Bu düğünü onaylayıp takdis edecek anlaşılan. | Open Subtitles | اكتفى من اخذ الهيرونغ يبدو بانها ستبارك لهذا الزفاف |
Tamam, millet. Bu düğünü planlamak için bir günümüz var. | Open Subtitles | حسنا، شباب، لدينا يوم واحد للتخطيط لهذا الزفاف |
Bu düğünü planlamada hiçbir yardımı olmayacak. | Open Subtitles | لن يساعدني بالتخطيط لهذا الزفاف مطلقا |
Düşünsene, Bu düğüne gittiğimizde... | Open Subtitles | فقط فكر معي , في الوقت الذي سنذهب فيه لهذا الزفاف |
Bu düğüne dair heyecanım tavan yaptı. | Open Subtitles | مستوى إثارتي لهذا الزفاف قد ارتفعت للتو |
Oldukça pahalı bu düğünün planlama ve yapılması sırasında parmağımı bile kıpırdatmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أنوي الأستراحة أثناء التخطيط والتنفيذ لهذا الزفاف المدهش المكلف |
Kardeşlerim bu düğün için Londra'dan geldi. | Open Subtitles | شقيقاتي قطعن كل هذا الطريق من لندن لهذا الزفاف |
Bu düğünü tertipleyen yetenekli insanlara da öyle. | Open Subtitles | أو للموهوبين الذين خططوا لهذا الزفاف. |
Clark Bu düğünü planlamayı bir binadan atlamak kadar istiyorum. | Open Subtitles | اسمع يا (كلارك)، أفضل القفز من أعلى بناية على التخطيط لهذا الزفاف |
Seni Bu düğüne getirdiğim için. | Open Subtitles | على إحضاركَ لهذا الزفاف |
- Bu düğüne iki davetiye sağlamak için. | Open Subtitles | لأحراز دعوتين لهذا الزفاف |
bu düğünün her şeyini kendim hazırlayacağım. | Open Subtitles | سأتكفل بكلّ شيء لهذا الزفاف |
Blair Waldorf'un kalbinden ne geçtiğini biliyorum ve bu düğünün olmasını istemiyorsan bunu birlikte halledebiliriz. | Open Subtitles | أنا أعرف ما بداخل قلب (بلير)، وإن لم ترد لهذا الزفاف أن يتم، سويةً, يمكننا التيقن من إبطاله. |
Çok tatlısın ama 200 misafirimiz var ve sizinkiler bu düğün için bir servet harcadı. | Open Subtitles | هذا لطيف جدًا منك، لكن سيأتينا ما يربو عن 200 ضيفًا. ووالداك أنفقا ثروة على التحضير لهذا الزفاف. |