Şuradaki nalburdan babasına ampul alıyor. | Open Subtitles | إنه هناك في متجر للأجهزة لشراء بعض المصابيح الكهربائية لوالده |
Ve Michael sonunda babasına patronun kim olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | و مايكل اخيرا اراد ان يوضح لوالده من الرئيس |
Ki bunu, özellikle babasına olanlardan sonra yapabildiğine anlam veremiyorum. | Open Subtitles | وبصراحة أنا لا أفهم كيف يمكنكِ فعل ذلك بعد ما حدث لوالده |
babasının El Camino ile poz vermiş eski bir resmini gördüğünden beri,. aynı arabayı yapmaya ihtiyacı olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | منذ ان رأي صورة قديمه لوالده لوالده مع تلك السيارة القديمه كامينو , قرر ذلك بانه بحاجه لاستعاده واحده ملثها |
Sonra babasının hesap defterini bulmuşsun ve havuza atmışsın. | Open Subtitles | و بعدها عثرت على دفتر البنك لوالده و بطريقة ما رميته في البركة |
Ve bir sonraki gün, bundan bahsetmek için babasını ziyaret etti. - O hediyeyi kardeşime mi verdin? | Open Subtitles | وفي اليوم التالي، ذهب لوالده لإخباره بذلك |
- Bak, bence babasıyla konuşmak istiyor o. | Open Subtitles | -أصغ يا رجل، أعتقد انه يرغب في التحدث لوالده |
İşin gerçeği Michael Babası tutuklandığından beri onunla hiç konuşmamıştı, ve o da istifasını resmen kendi sunmak istedi. | Open Subtitles | فى الحقيقه مايكل لم يتحدث لوالده منذ القاء القبض عليه و قرر ان يعطى والده كياسة ان يقدم له استقاله رسميه |
Benim açımdan bakarsanız, zamanında tıpkı babasına olduğu gibi hükümran olan efendimiz Kral'a hep sadık kaldım ve kalacağım. | Open Subtitles | من جانبي كنت دوما صادقاً مع الملك ملكنا ذو السيادة، كما كنت لوالده قبله |
Tabi ki garanti verecek. babasına en azından bu iyiliği yapabilir. | Open Subtitles | هل تعتقدين ذلك سيكون هذا أقل ما قد يفعله لوالده |
Yaşıyor mu? Bundan emin miyiz? Geçen hafta babasına doğum günü kartı göndermiş. | Open Subtitles | لقد أرسل لوالده بطاقة تهنئة بعيد ميلاده الاسبوع الماضي |
Genetik bir hastalık arıyorsunuz. Ki babasına ve dedesine olanları düşününce bu mantıklı. | Open Subtitles | أنتَ تبحث عن مشكلة جينيّة، وهذا منطقيّ مع ما حدث لوالده وجدّه |
Fakat babasına bir fotoğraf gösterdiğinde Babası "Hayır, o adam değil." dedi. | Open Subtitles | ولكن عندما عرضنا الصورة لوالده , ويقول : "لا هذا الرجل الخطا". |
Güvenlik görevlisi kadını yere serdi sahneyi bastı ve babasına bir şarkı armağan etti. | Open Subtitles | و قام بالتحرش بحارسة أمن أنثى و قام بتحطيم المسرح و أهدى أغنية لوالده |
Ayrıca babasına gönderdiği paralar finansal gerginlik yaratıyor. | Open Subtitles | أنتِ تعرفي , إنّهُ ذلك , و بالإضافة المال الذي كان يقرضهُ لوالده, ذلك قد شكّلَ سلسلة. |
Çocuk babasına hayvanı evcilleştirmeyi denemesine izin vermesi için yalvardı. | Open Subtitles | توسل الصبي لوالده للسماح له بمحاولة ترويض الحصان |
Aditya Kashyap babasının yerine geçemez.. | Open Subtitles | اديتيا كاشياب لا يمكن ان يكون بديلا لوالده |
5 yaşında, pek çok küçük yangına sebebiyet vermişti ve bu yakma huyu babasının dükkanında da kendini gösterdi. | Open Subtitles | في سن الخامسة قام بإشعال العديد من النيران الصغيرة وانتهى الامر بإحتراق مخزن الاطعمة التابع لوالده |
Aditya Kashyap babasının yerine geçemez.. | Open Subtitles | اديتيا كاشياب لا يمكن ان يكون بديلا لوالده |
Öz babasının onu reddetmesi ya da, geçmişindeki top yekûn bir reddediliş tetiklemiş, ve geçmişinin yerini bu fantezi almış olabilir. | Open Subtitles | وقد تنطوي على رفضه لوالده أو ماضيه بأكمله واستبدله بمخيلته |
İşin aslı küçük serseri sen babasını dinlemesi gereken bir çocuksun. | Open Subtitles | الحقيقة هي أيها الأبله أنك النوع من الأولاد الذي يجب أن يستمع لوالده |
- ...babasıyla ilgili olmalıdır. | Open Subtitles | فلا بّد أنّ لوالده علاقة بالأمر |
Billy biliyorsun, oğlum Babası hakkında her şeyi biliyor... ama işimden habersiz. | Open Subtitles | أنت تعرف يا بيلي إن ولدي يعرف حقيقة الأمر بالنسبة لوالده |
Lindsay, George Michael'ın öğretmenini babasına ayarlayıp böylece annesinin yerini doldurmak istediğini zannetti. | Open Subtitles | اعتقدت, (لينزي) أنّ (جورج مايكل) أن يعد لوالده موعداً حتى يستطيع ملأ الفراغ الذي تشغله والدته |