Devlet beni kafese koydu. Çalıştım, araba plakası yaptım. | Open Subtitles | كنت أقوم بعمل مهم للولاية كنت أصنع لوحات الرخص |
Ocak ayında California Berkeley Ünv. kütüphanesinde açılan Fernando Botero'nun resim sergisini gezdim. | TED | في يناير شاهدت لوحات لمعرض الفنان فيرناندو بوتيروس في مكتبة يو سي بيركيلي |
Aşkla ilgili şarkıları, şiirleri, romanları, heykelleri, resimleri, mitleri ve efsaneleri vardır. | TED | ولديهم أغانى و أشعار وروايات و تماثيل و لوحات وأساطير و حكايات |
Arabalarda plaka, hava araçlarında kuyruk numarasına sahibiz. | TED | لدينا لوحات التسجيل للسيارات وأرقام التسجيل الطائرات. |
Dışarıda park halinde üç araç gördüler, biri resmi plakalı. | Open Subtitles | رأوا ثلاث سيارات كانت متوقفة هناك، واحد مع لوحات الحكومة. |
Ama oğlu daha değerli şeylerle ilgileniyormuş. - tablolar, sanat eserleri. | Open Subtitles | بإستثناء أن إبنه تعامل بأشياء أعلى، لوحات فنية، و قطع أثرية. |
Bir ressam etrafında 11 çocukla nasıl bu kadar sakin, sessiz resimler yapabilir? | TED | كيف يمكن لرسام أن يقوم برسم لوحات هادئة وساكنة كهذه مع وجود ١١ طفلاً في الجوار؟ |
Herkesin ikonu, ama aynı zamanda İtalyan Rönesans tabloları küratörü olan birinin kafasındaki imge, ki o zamanlar işim oydu. | TED | كانت أيقونة بالنسبة للجميع، بل أيضا بمثابة الوصي على لوحات عصر النهضة الإيطالية، وهو المنصب الذي كنت أشغله حين ذاك. |
Çünkü odamızda arkasında bir şey olmayan bir tablo var. | Open Subtitles | لأن هناك لوحات في هذه الغرفة ولا تخفي شيئًا ورائها |
Kuzey Carolina plakası ile... sigara almak için Missiouri'ye mi geldiniz? | Open Subtitles | مع لوحات ولاية كارولينا الشمالية، تقودان إلى ولاية ميسوري من اجل السجائر؟ |
plakası uygun, sıradan biri bizi eğlenmek için şehre inmiş iki çiftçi ve bir fahişe zanneder. | Open Subtitles | وهي تحمل لوحات قانونية، لذا الشرطي العادي سيعتقد بأنّنا مزراعين وعاهرة قد أتينا لقضاء وقتٍ ممتع هنا |
İş ortağım Sheila Vand ile bir araya geldik ve daha orijinal bir yüzeyde resim yapma fikri aklımıza geldi. Süt üzerinde... | TED | كنت مع مساعدة لي إسمها شيلا فاند، لدينا فكرة إنشاء لوحات على مساحة أكثر غرابة، وقد كانت هذه المساحة هي الحليب. |
Daha önce Norman Rockwell’in bir tablosunu gösterdim, bu da sürekli ona bakarak büyüdüğüm resim. | TED | وقد عرضت لوحات نورمان راكويل قبل قليل، وهذه إحداها والتي نشأت وأنا، أنظر لها بشكل متواصل. |
Lascaux ve Chauvet'teki hayret verici derecedeki becerikli mağara resimleri insanlığın en erken sanat eserleri olarak sayılır. | TED | ويفترض على نطاق واسع أن الأعمال الفنية الأولية هي لوحات كهف مرسومه بشكل ماهر ونحن جميعا نعلم أن لاسكو و شيفيت |
Kapı kapı dolaşıp plaka koruyucuları sattım. | TED | ومن ثم بدأت ببيع واقيات لوحات التعريف للسيارت |
Colorado plakalı. En son 40. karayolunda Dunphy'e doğru aşırı hızla giderken görüldü. | Open Subtitles | لوحات كولورادو.رأى العنوان أخيرا لدوفي على الولايات المتحدة 40 في سرعة الإنطلاق. |
Ve ne yazık ki bu yetim zamanım çoğunu, içlerinden bazıları güzel tablolar olan diğer yetimlerin arasında, depoda geçirir. | TED | وللأسف، فهذا اليتيم يقضي معظم وقته في المخزن مع عدد ليس بالقليل من اليتامى الآخرين بعضهم لوحات جميلة |
Bunlar yaptığım resimler ve ortalarına bir tür düşünmeyi gösteren PalmPilotlar yerleştirdim, ben kavramsal sanatım. Neyim ben? | TED | هي لوحات رسمتها ووضعت شعار بالم بايولت في المنتصف كنوع من العرض، أنا فنان تجريدي، ما أنا؟ أنا تجريدي. |
Philadelphia'da evler var New York'da tabloları, kristal bardakları ve arabaları olan. | Open Subtitles | إنّه يملكون منازلاً في فيلادفيا .. نيويورك مع لوحات وكريستال وحاملات .. |
Bir silah kaçakçısını indirdik ve birçok kayıp tablo bulduk. | Open Subtitles | ، لقد أطحنا ببائع أسلحة . واستعدنا عدة لوحات مسروقة |
Blake'in tablolarını içeren bir kitabımız da var. | Open Subtitles | كما أن لدينا بعض الكتب التي تتحدث عن لوحات بليك الفنية أيضا |
Merak etme, plakasını biliyor musun? | Open Subtitles | لا تقلق من ذلك , ماذا عن لوحات السيارة ؟ |
Şehrin her yerinde vatandaşlara elektronik reklam panoları aracılığıyla ne kadar suları kaldığı gösterildi. | TED | فقط، استخدموا لوحات إعلانية إلكترونية توضّح مستويات المياه الحالية لكل مواطني المدينة. |
Aile terapistleri, aileyi anlamak için çocukların resimlerini kullanırlar. | Open Subtitles | معالجين العائلة غالباً ما يستعلموا لوحات لتقييم وحدة العائلة |
Çünkü başkalarına yardım etmek onun yağlı boya tablosu. | Open Subtitles | هذا لأن مسُاعدة الآخرين بنفس شغف شراء لوحات زيتية لكلاب اليوركشير |