Bunca zamandır o deliğe gitmeye çok korktum. | Open Subtitles | لوقتِ طويل، كنت خائفة من النزول إلى تلك الحفرة |
uzun zamandır buralarda olmadığını biliyorum. Sadece hoş geldin demek istedim. | Open Subtitles | أعلم أنك غِبت لوقتِ طويل، وأردت أن أرحب بك فحسب |
Biliyor musun Jackie, uzun zamandır ben de babayım bunu söylediğimde güven bana. | Open Subtitles | تعلمين (جاكي)، لقد كنتُ والدا لوقتِ طويل إذا ثقي بي لما أخبركِ بهذا. |
Çok uzun süredir sahadasın. | Open Subtitles | وأصبحت في ذلك الأمر لوقتِ طويل. |
Bu ev çok uzun süredir ailemizin. | Open Subtitles | هذا المنزل كان للعائلة لوقتِ طويل. |
Ben de çok uzun bir süredir kendi savaşımı veriyorum. | Open Subtitles | كنت أحارب معاركي بمفردي لوقتِ طويل |
Tamam. Sen beni yenersen, uzun süre boktan şeyler olacak. | Open Subtitles | حسناً ولو هزمتني أظن كل أنواع الشر ستحدث لوقتِ طويل |
Çok uzun zamandır yapıyorum. | Open Subtitles | لقد قمت بذلك لوقتِ أطول ممّا أردت |
Toby Tucker, uzun zamandır senden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | توبي تاكر , أحببتك لوقتِ طويل. |
Biliyorsun uzun zamandır Başkentte çalışıyorum. | Open Subtitles | تعلم، كنت أعمل في العاصمة لوقتِ طويل |
uzun zamandır ne kadar da yitikmişim. | Open Subtitles | لقد كنتُ ضائعة لوقتِ طويل |
uzun zamandır bir şey arıyorum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن شيء لوقتِ طويل |
uzun süredir mi evliydin? | Open Subtitles | هل كُنتِ مُتزوجةُ لوقتِ طويل؟ |
Çok uzun süredir tutsaktı. | Open Subtitles | لقد كان أسيراً لوقتِ طويل. |
uzun süredir bu işteyim. | Open Subtitles | مررت بهذا لوقتِ طويل. |
Ve uzun süredir seninleydi. | Open Subtitles | وكان معك لوقتِ طويل |
Wash'la ben uzun süredir arkadaşız. | Open Subtitles | (أناو (واش.. كنا أصدقاء لوقتِ طويل |
Daha uzun tatil koparmak için yapıyor. | Open Subtitles | هو فقط طريقها مِنْ الصيد لوقتِ العطلةِ الأكثرِ. |