"ليبقي" - Traduction Arabe en Turc

    • tutmak
        
    • tutacak
        
    • kalması
        
    Demek öyle? Peki sizinle birlikte olma sebebinin seçeneklerini açık tutmak olduğunu da söyledi mi? Open Subtitles وهل اخبرك انه قال انه بقى معك فقط ليبقي خياراته مفتوحة
    Ve bu balıkçık yumurtalarını sıcak tutmak için yuvasını nehir kenarına kurar. Open Subtitles وهذا الطائـر يضـع عشــه بجانب النهر ليبقي البيض دافـىء
    Adam evini elinde tutmak için her haltı yiyecektir. Open Subtitles سيقول الرجل أيّ شيء . أو يفعل أيّ شيء ليبقي على منزله
    Her neyse, çay filizlerini tutacak bir yere ihtiyacı vardı. Open Subtitles على كلٍ, احتاج لمكان ليبقي فيه نبات الشاي خاصته.
    Eğer NASA bir gün bir oku hareketli bir dikdörtgen içinde tutacak birini ararsa kimi önereceğimi biliyorum. Open Subtitles إذا إحتاجت وكالة الفضاء يوماً لشخص ليبقي سهماً بداخل مستطيل متحرك فأنا أعرف من سأنصحهم به
    Herkesin olduğu yerde kalması için... şu hayatın akışını durdurabilen... uzaktan kumandalardan birine ihtiyacım var. Open Subtitles احتاج جهاز تحكم عن بعد حيث يمكنك إيقاف الحياة ليبقي كل شخص حيث هو
    Wilden'ın Ali'yi hamile bıraktığını ve sır olarak kalması için ölüdrdüğünü düşündüm. Open Subtitles أعتقد أن (ويلدن) قد جعل (ألي) حامل و قتلها ليبقي الأمر سرا
    Ayak takımını uzak tutmak için her yerde güvenlik kamerası var. Open Subtitles لديه كاميرات مراقبة في كلّ مكان .ليبقي الهمج بعيدين
    Babam çiftlikteyken kaşarları uzak tutmak için işeyip biber kullanırdı. Open Subtitles في المزرعه, كان ابي يتبول ويضع فلفل الحريف ليبقي الظربان بعيداً
    Kendini Çinli sanan bir beyaz adam gidip de Moğolları uzak tutmak için duvar inşa ediyor. Open Subtitles رجل ابيض يظن نفسه صيني بني جدار ليبقي المنغوليين بعيدا
    Kızları hizada tutmak için burada. Bu arada, daha büyük dertlerin var. Open Subtitles إنّه هُنا ليبقي الفتيات تحت تصرفكِ، كما أن لديكِ مشاكل كبرى أيضًا...
    insanları güvende tutmak için işe geri dönmesiyle alakası var. Open Subtitles و عودته للعمل ليبقي على المدينة آمنة
    Skylla kaç para ederdi, bir düşün. Self'in operasyonu gizli tutmak için ne kadar ileri gittiğini düşün. Peki bizler? Open Subtitles فكّر في قيمة (سيلا) وفكّر فيما تجشّمه (سِلف) ليبقي هذا الأمر غير رسميّ، وفينا؟
    Skylla kaç para ederdi, bir düşün. Self'in operasyonu gizli tutmak için ne kadar ileri gittiğini düşün. Peki bizler? Open Subtitles فكّر في قيمة (سيلا) وفكّر فيما تجشّمه (سِلف) ليبقي هذا الأمر غير رسميّ، وفينا؟
    Ne olacağını bilmiyorum tabii ama en azından aklımı meşgul tutacak bir şeyler olur diye umuyorum. Open Subtitles لا أعرف ما الذي سيحصل لكن تعلمين على الأقل أنا فقط آمل بأن أحصل على شيء .. ليبقي ذهني بعيداً عن كل
    Ne olacağını bilmiyorum tabii ama en azından aklımı meşgul tutacak bir şeyler olur diye umuyorum. Open Subtitles لا أعرف ما الذي سيحصل لكن تعلمين على الأقل أنا فقط آمل بأن أحصل على شيء .. ليبقي ذهني بعيداً عن كل
    Diğer durum ise ya da kararsız çevrelerde yaşayan, periyodik yiyecek kıtlığı görülen ve ara sıra herkesi canlı tutacak yeterli yiyecek de bulunamayan Arktik ya da çöl toplumlarındaki durum. TED الحالة الأخرى في تلك المجتمعات التي تعيش في بيئات متجددة أو نائية، مثل القطب الشمالي أو الصحاري، حيث يحدث نقص في الطعام على فترات، وأحيانا لا يوجد طعام كاف ليبقي الجميع على قيد الحياة.
    En azından benim kocam, orgazm sırasında iki elini de direksiyonda tutacak kadar akıllı. Open Subtitles أن عليّ أن أعيش فِىَ الشارع المواجه مِنْ المكان الذى يحدث به تقلبات وتغيرات كثيره. حسنًا ، على الأقل زوجي ذكي بما يكفي ليبقي يديه على عجله القياده أثناء نشوته.
    Bay Bates'in burada kalması için Lord Hazretlerini sizin ikna ettiğinizi duydum. Open Subtitles سمعت أنك أقنعت سيادته ليبقي السيد (بيتس) هنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus