"ليحدث" - Traduction Arabe en Turc

• bunların
• bunlar
• olmazdı
• olurdu
• olması
• olmasını
• başına
• olmasına
• olmayacaktı
• olsaydı
• olmasaydın
• gerçekleşmezdi
• başımıza

Asıl ben seni bu kadar sevmeseydim bunların hiçbiri olmayacaktı.
لم يكن ليحدث أي من هذا لو لم أحبك كثيراً

Carlo! Hey, çocuk, yukarıda babanla beraber olsaydın bunlar olmazdı.
هذا لم يكن ليحدث لك لو كنت مع أبيك الأبيض

İnsanlar doğru düzgün iş yapsaydı... böyle boktan durumlar da olmazdı.
،لو أن الناس يفعلون العمل بالطريقة الصحيحة ما كان ليحدث ذلك

Hiç seni muhbirim yapmasaydım ne olurdu diye düşündün mü?
اتسائلت يوماً ما كان ليحدث لو لم تكن مخبري الخاص؟

Böyle olması için Jumper'ın hasar görmüş olması gerektiğini düşünüyoruz.
أعتقد أن المركبة ربما تكون قد تعطلت ليحدث شئ كهذ

Bu bitmek bilmeyen oturma, bir şeylerin olmasını bekleme olayı.
، الجلوس إلى ما لا نهاية إنتظار شيء ما ليحدث

O da herkes gibi yoluna devam etseydi, bunlar başına gelmezdi şimdi.
لو أنك استمريت بالتحرك كما فعل الآخرون لعرفت أن أياً من هذا لم يكن ليحدث أبداً

Bana ne olursa olsun yaşarım ama sana bir şey olmasına dayanamam.
أستطيع العيش مع كل ما يحدث لي، لكني لم استطع إذا ما كان ليحدث لك.

Buranın bakımında bu kadar cimrilik etmeseydin bunların hiçbiri olmazdı.
ما كان ليحدث إن لم تكن بخيل للحفاظ على المكان

Teğmen, Siletsky'den önce gelebilseydi bunların hiçbirine gerek kalmayacaktı.
أترى , ذلك لم يكن ليحدث لو أن الملازم قد نجح بالوصول قبل سيلتسكي

Burada, işin başında olsan bunların hiçbiri olmayacak.
هذا لن يكن ليحدث إذا كنت هنا للمساعدة بين الحين والآخر

Tabii sen en başta gidip onu görmeseydi bütün bunlar olmazdı.
والذي لم يكن ليحدث لو لم تذهب لتراهل في المقام الاول

Et, bayan, et. Karavanaya talim etseydi bunlar olmazdı.
الطعام , يا سيدتي لو كنتِ أحتفظتِ بعصيده لهذا الصبي , لم يكن هذا ليحدث أبداً..

Eğer kendine ait bir odası olsaydı bunlar olmazdı.
هذا لم يكن ليحدث أبداً لو كان لديه غرفته الخاصة

Eğer şimdi gidersem seninle nasıl olurdu hiç bilemeyeceğim.
لو رحلت الان فلن اعرف ابدا ماذا كان ليحدث لو بقيت معك

Sanmıyorum çünkü bunun olması için hayvanların birbirleriyle yakın ilişkide olmaları gerektiğini düşünüyorum.
لا أظن ذلك، وأعتقد أن السبب هو أن الحيوانات تحتاج علاقات شخصية وثيقة ليحدث ذلك.

Bence geleceği bozabileceği için üstün liderinize bir şey olmasını istemezsin.
أعتقد أنك لا تريد أي شيء ليحدث للمرشد الاعلى بك أن في المستقبل

Eğer onu Vegas' a getirmeseydim bunların hiç biri başına gelmeyecekti.
لم يكن ليحدث شئ من هذا لو لم أصحبه لفيجاس

Kardeşlerin bunun olmasına izin vermeyecekler.
إنَّ أخواتكِ لن يتركنَ هذا ليحدث

İnansan iyi olur, cunku isler duzeldi ve sen olmasaydın duzelmeyecekti.
عليكَ بأن تصدق ذلك، لأن ذلك سيحدث، ولمْ يكن ليحدث دونك.

Kendimi üniforma içinde gördüm ama beni tutuklasan gerçekleşmezdi bu.
رأيت نفسي في الزي. وما كان ليحدث ذلك، إذا أعتقلتني.

Sen olmasaydın bunların hiçbiri başımıza gelmeyecekti, anlıyor musun?
لم يكن ليحدث هذا لو لم يكن لك. احصل عليه؟