Göl, şehirden çok uzak değil. | Open Subtitles | البحيرة ليست بعيدة من البلدة |
Ben Rionegro'da doğdum, buradan çok uzak değil. | Open Subtitles | لقد ولدت في مدينة (ريونجرو) وهي ليست بعيدة من هنا |
Ev arkadaşım buraya çok yakın bir yerde parti veriyor. | Open Subtitles | شركائي في السكن يقيمون حفلة ليست بعيدة من هنا |
Ev arkadaşlarım buraya yakın bir yerde parti veriyor. | Open Subtitles | شركائي في السكن يقيمون حفلة ليست بعيدة من هنا |
Stasi'nin kendi ünviersitesi vardı, buraya fazla uzak değil, burada yeni metodlar geliştirilip subaylara öğretiliyordu. | TED | كان للستاسي جامعتها الخاصة، ليست بعيدة من هنا، حيث كانت الطرق تستكشف وتعلم للضباط. |
Bu, Deniz Üssünden fazla uzak değil. | Open Subtitles | هذا واحد ليست بعيدة من القاعدة البحرية. |
Buraya uzak olmayan bir kilisesi vardı. Birisi havaya uçurdu. | Open Subtitles | كانت لديه كنيسة ليست بعيدة من هنا وفجرها شخص ما |
Buraya çok uzak değil. | Open Subtitles | انها ليست بعيدة من هنا. |
- çok uzak değil. | Open Subtitles | -إنها ليست بعيدة من هنا .. |
Buraya yakın bir yerde oturan bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لدي صديقة بالمدينة ليست بعيدة من هنا |
Bir köyden. Buraya fazla uzak değil. | Open Subtitles | من قرية, ليست بعيدة من هنا. |
Efsaneye göre sözleşme çalınmış ve saklanmış buraya uzak olmayan bir mezarlığa. | Open Subtitles | تحكي الأسطور أنه تم سرقة العقد و إخفائه في مقبرة ليست بعيدة من هنا |
Buradan pek de uzak olmayan bir ormanda binlerce ölü İngiliz askeri var.. | Open Subtitles | مئات من القتلى في المعاطف الحمراء في غابة ليست بعيدة من هنا |