Kendime bu şeytan değil sadece bir kabus deyip durdum. | Open Subtitles | لقد كنت اقنع نفسي بأنه ليس الشيطان ولكن مجرد كابوس |
Bu kızı bir şey öldürdü. Ama şeytan değil. | Open Subtitles | شىء ما قتل الفتاة وهو ليس الشيطان |
Ama o şeytan değil. | Open Subtitles | ولكنه ليس الشيطان |
- Teknik olarak o bir şeytan değil. | Open Subtitles | فنيا، هو ليس الشيطان |
O Şeytanın işi değil, dostum. | Open Subtitles | انه ليس الشيطان يارجل |
O Şeytanın işi değil, dostum. | Open Subtitles | انه ليس الشيطان يارجل |
- Burası cehennem değil, o da şeytan değil. | Open Subtitles | -هذا ليس الجحيم وهو ليس الشيطان |
şeytan değil. | Open Subtitles | ليس الشيطان |
Jack, şeytan değil ama. | Open Subtitles | إن (جاك) ليس الشيطان. |
Bu, durumu kötüleştiriyor. Jack, şeytan değil ama. | Open Subtitles | إن (جاك) ليس الشيطان |