"ليس خيار" - Traduction Arabe en Turc

    • seçenek değil
        
    • tercih değil
        
    • seçenek olmadığı
        
    • seçeneğimiz yok
        
    • söz konusu bile değil
        
    • seçenekler arasında olmadığını
        
    Öyleyse şimdi pembe dizi derslerimizin birincisiyle başlayalım: Teslim olmak bir seçenek değil. TED لذا مع هذه الأمور دعونا نبدأ بالدرس الأول للمسلسلات: الاستسلام ليس خيار
    Peki kovboy, Lanie gitti ve Altoid benim için bir seçenek değil. Open Subtitles نعم راعي البقر، لاني ذهبت و التويدس ليس خيار الآن
    Önümüze bakabilmemiz için, sermaye yapmamız gerekiyor. O yüzden 2. Safha bir seçenek değil. Open Subtitles يجب أن يتم الأنتاج وهى المرحلة الثانية وهذا ليس خيار فهى كل ما لدينا
    Ekselansları, bu bir tercih değil. Open Subtitles يا صاحب الجلالة، هذا ليس خيار
    Bu konuştuğum bizim evliliğimiz. Tek düşündüğüm ertelemenin bir seçenek olmadığı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أفهمه أن التأجيل ليس خيار هذا هو وقت زواجنا
    Son kez söylüyorum, kaçma gibi bir seçeneğimiz yok. Open Subtitles لآخر مرة أقول أن الهرب ليس خيار لنا
    Bu söz konusu bile değil, bu noktada, bunca süper şey olurken... Open Subtitles عدم التصوير ليس خيار مع كل هذه الأحداث المثيرة التي تحصل
    Tesisi kapatmanın seçenekler arasında olmadığını hatırlatayım. Open Subtitles أريد تذكيرك بأن إغلاق المصنع ليس خيار
    - Bu bir seçenek değil. - Tek seçenek. Open Subtitles هذا ليس خيار انه الخيار الوحيد
    Yani, bir seçenek değil, değil mi? Open Subtitles أعني ، إنه ليس خيار ، اليس كذلك ؟
    Pekala, bak. Trinoski için üzgünüm ama görevi iptal etmek bir seçenek değil. Open Subtitles (حسناً، أنا آسف لما حدث لـ (ترونيسكي ولكن الغاء هذه المهمة ليس خيار
    Bailey Downs'un konumuna odaklanmak aileyi ön planda tutan bir seçenek değil. Open Subtitles ضبط catchbin مجال بيلي داونز ليس خيار الأسرة الأولى.
    Seni kaybetmek bir seçenek değil. Open Subtitles فقدانكِ ليس خيار
    Daha şimdi bu bir seçenek değil dedi. Open Subtitles لقد قالت للتو بأنه ليس خيار.
    Ama bu bir seçenek değil. Open Subtitles إلا أنّ هذا ليس خيار.
    Ne yazık ki bu bir seçenek değil. Open Subtitles أنا أخشى أنّ ذلك ليس خيار
    "Aşk bir seçenek değil bir durumdur", "Zihinde olan şeyler insan doğasıdır". Open Subtitles "الحب ليس خيار إنه شرط" "إنه غريزة"
    O bir seçenek değil. Open Subtitles أنه ليس خيار وحسب
    Rol model seçmek için popüler bir tercih değil. Open Subtitles ليس خيار جيد ليصبح قدوة لكِ
    - İyi bir tercih değil. Open Subtitles -ذلك ليس خيار جيد .
    O yüzden böyle bir seçeneğimiz yok. Başka ne yapabiliriz? Open Subtitles لذا هذا ليس خيار متاح ماذا سنفعل، إذًا؟
    Başarısızlık söz konusu bile değil. Open Subtitles الفشل ليس خيار متاح.
    Tesisi kapatmanın seçenekler arasında olmadığını hatırlatayım. Open Subtitles إغلاق المصنع ليس خيار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus