Bu kadar insanın vasat olmayı kabullenmesi benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنّ كثيراً من الناس مستعدّون للقبول بالجودة المتوسطة |
Ben fırsatları yaratırım, sana uygun olmaması benim suçum değil. | Open Subtitles | أخلق الفرصة ولكن ليس ذنبي إن لم تكن على قدرها |
Senin kendi ninen var. Sen dört yaşındayken ölmüş olması benim suçum değil. | Open Subtitles | لديك جدتك الخاصة بك، ليس ذنبي أنها توفيت عندما كان عمرك أربع سنوات |
- benim hatam değil! - Sana çadırı aracın tepesine bağla dedim! | Open Subtitles | ـ هذا ليس ذنبي ـ قلت لك ان تربط الخيم على السقف |
Bilip bilmemem benim hatam değil ve umarım o şey kaçıp gider. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنني لا أعلم وأتمنى أن ينتهي هذا الأمر |
Koridorda şort olması benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي حينما رأيت زوجين يرتدون . القصير و مسترخين في الرواق |
Sorun yaşaman benim suçum değil. Bu senin fikrindi, değil mi? | Open Subtitles | ليس ذنبي أن تواجه المتاعب، فتلك كانت فكرتك بالاساس |
Ayrıca Alex, transfer edilmemiz benim suçum değil. Kapa çeneni Melman. | Open Subtitles | إنه ليس ذنبي بإنّنا منقولون ميلمان، أغلقه |
Kendi eşyalarının izini sürememen benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنك لا تستطيع الحفاظ على متعلّقاتك |
Öğrenci yurtlarının 10 km uzakta olması benim suçum değil. | Open Subtitles | إنه ليس ذنبي كون السكن الطلاّبي يبعد خمسة أميال. |
Biliyor musun, güvensiz olman benim suçum değil. | Open Subtitles | و الآن أتدرين؟ ليس ذنبي أنك لا تشعرين بالأمان هكذا |
- Böyle görünmem benim suçum değil. - Senin suçun aslında. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنني أبدو بهذا الشكل - بالواقع إنه ذنبك - |
Evrendeki en iyi okula gitmemi istemeniz benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنكم تريدونني أن أذهب إلى أكثر الجامعات تكلفه في الكون |
Yaşlanman benim suçum değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنكِ صرت كبيرة في السن، ماذا ينقصك كي تتذمرين منه؟ |
Eminim yapabilirsin. Okuyamaman benim hatam değil. | Open Subtitles | ، يمكنكِ بالتأكيد ليس ذنبي أنكِ لا يمكنكِ القراءه |
Beni suçlama, çünkü kötü olan hiçbir şey benim hatam değil, senin hatan. | Open Subtitles | لا تلمني لأنّ أي تصرف سيئ أفعله ليس ذنبي |
benim hatam değil Şeker tarlası çocuklarınızdan biri.. benim madalyamı çaldı. | Open Subtitles | ليس ذنبي أن إحدى أطفال مملكتك سرقت ميداليتي |
Şehrin bütçe sorumluluklarını yerine getirmemesi benim hatam değil. | Open Subtitles | ليس ذنبي أن البلدة لا تجتمع على إلزام بإهتمام بالقروض |
Eserlerin boktansa ve gelişmiyorsan bunda benim suçum yok. | Open Subtitles | ليس ذنبي أن عملك اصبح سيئاً و أنك لا تنضج |
Geçirdiği kötü sabahın sebebi ben değilim demek istiyorum. | Open Subtitles | . و أردتُ أن أخبرهُ أنهُ ليس ذنبي أنهُ حظى بصباح مريع |
Bak ben sadece annenin parasını aldım. Babanın aşırı tepki göstermesi benim suçum değildi. | Open Subtitles | اسمع، لم آخذ سوى مالها، ليس ذنبي أنّ والدك بالغ بردّة فعله |
Haklısın, Marge. Benim bir suçum yok. | Open Subtitles | أنت محقة يا (مارج)، ذلك ليس ذنبي. |
Senin Ejder Savaşçısı olmaman gerekiyordu. Bu benim hatam değildi. Senin hatan değil miydi? | Open Subtitles | لم يكن مقدرا لك أن تكون محارب التنين و هذا ليس ذنبي |
Bunların hiçbirisinin benim suçum olmadığını babana anlatmalısın. | Open Subtitles | إنّ... عليكِ بأنّ توضحي له بأن ذلكَ ليس ذنبي أيّاً من ذلك. |