Ryder, lütfen, bu doğru değil. Ben evliyim. | Open Subtitles | رايدر ، أرجوك ، هذا ليس صواباً ، أنا متزوجة |
Bu hiç doğru değil. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس صواباً ما الذي يفترض أن أفعله؟ |
Bu doğru değil. Benim hayatıma karşılık, binlercesi. | Open Subtitles | هذا الأمر ليس صواباً حياتي مقابل حياة العديدين |
Aynı aileden üç kızla evlenmek doğru değil. | Open Subtitles | الزواج بثلاث فتياة من نفس العائلة ليس صواباً |
- Bu doğru değil ve adil de değil! | Open Subtitles | ليس صواباً , كما تعلمين . وليس عدلاً |
Bu da doğru değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس صواباً ايضاً , اليس كذلك ؟ |
Bana bir insan gibi değil de, bir sesmişim gibi davranıyorsun, bu hiç doğru değil. | Open Subtitles | "تعاملني كصوت وليس شخص، وهذا ليس صواباً." |
Korkarım ki bu doğru değil, efendim. | Open Subtitles | أخشى أن هذا الأمر ليس صواباً يا سيدي |
Yaptığımız şey, sadece... doğru değil. | Open Subtitles | مافعلناه ليس صواباً |
Bu hiç doğru değil. | Open Subtitles | وذلك ليس صواباً |
Hayır. Böylesi doğru değil. | Open Subtitles | كلا، هذا ليس صواباً |
Bu hiç doğru değil Ned'in sorumluluk almasını ve doğru kararlar vermesini söyledim ama şimdi birlikte onu gözetliyoruz. | Open Subtitles | هذا ليس صواباً.. أتعرفين؟ قلت لـ(نيد) أنه يجب أن يكون مسئولاً ويقوم بالإختيارات السليمة |
doğru değil. | Open Subtitles | إنه ليس صواباً. |
Bu doğru değil. | Open Subtitles | إنه ليس صواباً. |
Asıl hiç şans vermemek doğru değil. | Open Subtitles | -هذا ليس صواباً يا (ريك ) -وعدم منح الأمر فرصة ليس صواباً أيضاً |
Yaptığın şey doğru değil. | Open Subtitles | إن ماتفعله ليس صواباً |
Bu doğru değil. | Open Subtitles | هذا ليس صواباً. |
Yaptığın şey doğru değil. | Open Subtitles | ما تفعله ليس صواباً |
Chung Ho bir polisin bir davaya saplanması doğru değil. | Open Subtitles | (شونغ هو) "رسالة صوتية" ليس صواباً أن يركز شرطي إهتمامه على قضية واحدة. |
Bu doğru değil. | Open Subtitles | هذا ليس صواباً. |