Sen şehirde Martin ile ilgilenirken, biliyorum bahane değil ama... ..dönüp dönmeyeciğini bilmiyordum ve Yvonne ile Robert çalışmamı istemedi.. | Open Subtitles | كان هذا عندما كنتَ في المدينه مشغولًا مع مارتن.. وأعلم ان هذا ليس عذرًا ولكن.. لم أكن أعلم بأنك كنت ستعود مطلقًا.. |
Ve bu çocuklarımı bu berbat işe bulaştımak için yeterince iyi bir bahane değil. | Open Subtitles | وهذا ليس عذرًا كافيًا لزج طفلتيّ في هذه الفوضى. |
Kanunları uygulamamak için bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذرًا لتنفيذ القانون بأيديهم |
Hayır dostum. bahane değil. | Open Subtitles | لا يارجل هذا ليس عذرًا |
Ben hayatımı seviyorum. Kanser benmerkezci olmanın bahanesi olamaz. | Open Subtitles | انا احب حياتي ولكن السرطان ليس عذرًا لهذا |
Bu yaptığın hiçbir şeye bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذرًا لأي شيء فعلته |
Bu yaptıkları için bahane değil. | Open Subtitles | أنه ليس عذرًا لما فعله. |
Bu bahane değil. | Open Subtitles | -إنه ليس عذرًا. |
Bu bir bahane değil. Ben de yoruldum Mike. | Open Subtitles | هذا ليس عذرًا (أنا متعبة يا (مايك |
Bu bir bahane değil ama... | Open Subtitles | هذا ليس عذرًا. |
- Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | -هذا ليس عذرًا . |
- Pekala, bu bir bahane değil. | Open Subtitles | هذا ليس عذرًا |
Sen sus Blythe. Bu bir bahane değil. | Open Subtitles | اصمت (بلايث)، هذا ليس عذرًا |
- Beni bekletmenin bahanesi olamaz bu. | Open Subtitles | -هيا . -هذا ليس عذرًا لإبقائي أنتظر . |