"ليس عليّ" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilim
        
    • gerek yok
        
    • gerekmiyor
        
    • gerektiğini
        
    • gerek olmadığını
        
    • için değil
        
    • zorunda değil
        
    • zorunda da değilim
        
    • zorunda kalmayacağım
        
    Artık hiçbir erkeği memnun etmek zorunda değilim. Hayvanlar dışında. TED ليس عليّ أن أُرضي الرجال بعد الآن سأٌرضي الحيوانات فقط.
    Onunla yatmak zorunda değilim, sadece politik nedenlerden dolayı yanında olacağım. Open Subtitles .. ليس عليّ أن أنام معه فقط أبقى معه لهذه الأسباب
    Bir bok yapmak zorunda değilim! Ağzımı bozduğum için üzgünüm. Open Subtitles ليس عليّ فعل شيء معذرةً على ما صدر من فمّي
    Gelecek cuma ki maçın önemini söylememe gerek yok herhalde. Open Subtitles ليس عليّ أن أخبركم عن مدى أهمية مباراة الجمعة القادمة
    Gelecek hafta, Amerikan halkının sandıklara gideceğini hatırlatmama gerek yok sanırım. Open Subtitles الاَن، ليس عليّ تذكيرك بأن الشعب الأمريكي سيقوم بالانتخاب الاسبوع المقبل
    Video aramalarında, yaşlı görünmek zorunda değilim. TED في مكالمات الفيديو، ليس عليّ أن أتقدم بالعمر أبدًا.
    Neyse ki, bunu kendim yapmak zorunda değilim. TED لحسن الحظ، ليس عليّ أن أقوم بهذا بنفسي.
    Millete yağ çekmek zorunda değilim, hele de bunu gibi tiplere. Open Subtitles ليس عليّ أن أتودّد إلى الناس, بالأخصّ هذه النوعية.
    66 yaş, emeklilik paketinin üçte ikisi, 30 yılımı doldurmak zorunda değilim. Open Subtitles ست وستون سنة وثلثا التقاعد ليس عليّ الانتظار لإتمام 30 سنة
    Tişört giymek zorunda değilim. Takımı giyeceğim. Open Subtitles ليس عليّ أن ألبس بذلة فسألبس بنطلون فضفاض
    Ne sana ne de başkasına kendimi haklı kılmak zorunda değilim. Open Subtitles ليس عليّ أن أبرّر نفسي لك أو لأي شخص آخر.
    zorunda değilim. Hep yardım ediyorsun, bana ilham veriyorsun. Open Subtitles ليس عليّ هذا ، أنت من تعطيني الأفكار دائماً و تلهمني
    O zaman cumartesi günkü düğüne gitmeme gerek yok sanırım. Open Subtitles أظنّ هذا معناه ليس عليّ الذهاب لحفل الزفاف يوم السبت
    Artık okuyabiliyorsun, her an yanında olmama gerek yok. Open Subtitles الآن، بما أنك يمكنك القرآءة، ليس عليّ أن أكون بجانبك دائماً
    - Ahbap, birinciyim demedin. - Dememe gerek yok. Kız benim. Open Subtitles أنتَ لم تحجزها أولاً يا رجل ليس عليّ أن أحجزها , إنها ملكي
    Sana öyle davranmama gerek yok ki çünkü senin aklın başında. Open Subtitles ليس عليّ معاملتك بتلك الطريقة لأنك العاقلة هنا
    Çılgın bir jest yapmama gerek yok ki. Zaten o işlerde pek iyi sayılmam. Open Subtitles ليس عليّ أن أفعل لفتةً جنونيّة، لستُ من هُواة ذلك
    Zengin olduğunu söylemem gerekmiyor, değil mi? Open Subtitles و ليس عليّ أن أخبرك بأنّه ثري أليس كذلك؟ نعم
    Anjiyo yapmamam gerektiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles هل تقولين أنّه ليس عليّ إجراء صورة الأوعية؟
    Penijean, birkaç kez elektrotlarını bana bağladı ve hiçbir şey yapmama veya düşünmeme gerek olmadığını söyledi. TED لذا بينجين وضعت لي جميع الأقطاب الكهربائية عدة مرات، وفسّرت بأنه ليس عليّ أن أقوم أو أفكر بشيء.
    Bunun ne kadar zor olduğunu hayal bile edemezsiniz sadece benim için değil, hepimiz için. Open Subtitles لا يمكنك التصور كم الأمر صعب ليس عليّ فقط بل علينا جميعاً
    - O halde züppe anne davranışım için özür dilemek zorunda değil miyim? Open Subtitles -إذن ليس عليّ الإعتذار لكوني والدة مختالة
    Bunu ellerimle yapmak zorunda da değilim. Open Subtitles و ليس عليّ القيام بها بنفسي
    Kitap kulübünü ağırlamak zorunda kalmayacağım. Open Subtitles ليس عليّ الآن ان استضيف نادي الكتاب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus