Ming, yenilmez değil. Flash'i öldüremedi. | Open Subtitles | مينج ليس لا يمكن هزيمته هو حتى لم يستطيع أنْ يقْتل فلاش |
"Okey" ya da "iyi" değil. "Son derece iyi'" olmalıdır. | Open Subtitles | ليس لا بأس أو جيّداً بل هو بأفضل حال على الإطلاق |
Ayrıca, sadece ofiste bir akşam yemeği. Le Cirque'de değil ya. | Open Subtitles | بالإضافة إنه مجرد عشاء في المكتب أقصد أنه ليس "لا سيرك" |
50 dolar, ama bunun onunla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | مجرد حماقه من خمسين دولار ولكنه فعلا ليس لا جل ذلك |
Değeri olan herhangi bir şey ve bulana kadar burayı yaşlı adama bırakmaya niyetim yok. | Open Subtitles | أي شئ قيم ,ليس لا أنوي ترك العجوز حتى أجده |
Onlar Hayır derler, ben de "Hayır değil, evet" derim. | Open Subtitles | كانوا يقولون لا, وأنا اقول ليس لا.. بل نعم |
Hayır işte bu bir sorun. Onca yolu 40 dolarlık portakal suyu içmeye gelmedin buralara. | Open Subtitles | لا , ليس لا بأس لم تأتي كل هذه المسافة من أجل عصير برتقال ب 40 دولار |
Ve evrim, çok etkileyicidir. Ve o, kesinlikle hiçbir şey değil. Bu mu? | Open Subtitles | والتطوّر مثير للإعجاب للغاية وهذا بالتأكيد ليس لا شيء |
Evet, öyle evet, hiç fena değil. | Open Subtitles | لا ، إنه .. إنه ليس لا ليس سيئاً على الإطلاق |
Hayır, değil. "Eşyalarını Büyük Meziyetle Hazırlamış Kişi" demek. | Open Subtitles | كذلك ليس لا الامتياز و المهارة ذو الامتعة حازم تعنى انها |
Ben sanıyorum, ama artık değil. | Open Subtitles | ميوجيل: يعمل، لكن ليس لا أكثر. |
DNR'nin anlamı "diriltmeyin"dir, "tedavi etmeyin" değil. | Open Subtitles | المعنى الحرفي للوثيقة هو "لا تعيدوه للحياة" و ليس "لا تعالجوه" |
Kontrolümü kaybettiğim yok. | Open Subtitles | انه ليس لا يستطيع السيطرة على نفسه أنا مسيطر بالكامل |
Hiç birşey yok edemez. | Open Subtitles | ليس لا شىء. ليس بالاوتاد و لا بالنار, |
Açıkça görünüyor ki önemli, özellikle böyle "önemi yok" dediğinde. | Open Subtitles | من الواضح أنه ليس "لا بأس" خصوصاً عندما تقولين "لا بأس". |
Bunların şu an bir önemi yok. | Open Subtitles | عملي هو ليس لا شيء من ذلك مهم الآن |
Saçmalık, alakası bile yok. | Open Subtitles | هراء، هذا ليس لا يُقارب الحقيقة حتى. |
rakibi, eşi, emsali yok. | Open Subtitles | ليس لا منافس ولا نظير |
Hayır aslında bir şey. En iyi şey hatta! | Open Subtitles | إنها ليس لا شئ , إنها أفضل شئ على الإطلاق |
Hayır, Hayır. Boşvermeyeceğim, Tommy. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا إنه ليس لا شيء يا تومي |