Giyecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ ما ترتدينه. |
Söyleyecek bir şeyin yok mu? | Open Subtitles | ليس لديكِ ما تقولينه لي؟ |
O zaman kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | إذن ليس لديكِ ما تخسرينه. |
Söyleyecek hiçbir şeyin yok, değil mi? | Open Subtitles | ليس لديكِ ما تقوليه، أليس كذلك؟ |
Korkacak hiçbir şeyin yok, ebediyen. | Open Subtitles | ليس لديكِ ما تخافين منه على الإطلاق. |
Söyleyecek hiçbir şeyin yok mu? | Open Subtitles | "ليس لديكِ ما تقولينه عن نفسك؟" |
Ortada özür dilemeni gerektirecek bir şey yok. Hastaydın. | Open Subtitles | ليس لديكِ ما تأسفين بشأنه كنتِ مريضة |
O zaman kaybedecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | إذن ليس لديكِ ما تخسرينه. |
Bu yüzden söyleyecek hiçbir şeyin yok. | Open Subtitles | لذا ليس لديكِ ما تقولينه. |
Ryan hakkında endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. Ambarda beni o kurtardı. | Open Subtitles | ليس لديكِ ما تخشينه من (رايان) لقد أنقذني في المستودع |