Demek benim 3 milyonumun çalınması sohbetine benim katılmam yasak? | Open Subtitles | هيه هيه إذاً ليس مسموح لي التشارك في حوار بشأن |
Yaptığın şey için minnettarım ama müşterilerle çıkmamız yasak. | Open Subtitles | أنا شاكرة للغاية لما فعلته لكن ليس مسموح لنا أن نخرج مع الزبائن |
Pekâlâ! Bundan böyle bu evden çıkmak sana yasak. | Open Subtitles | حسنا ً من الآن فصاعدا ً ليس مسموح لك بالخروج من هذا المنزل |
Yazılı ve imzalı bir belge olmadan size o bilgiyi vermeye yetkim yok. | Open Subtitles | ليس مسموح لي إخراج هذه المعلومات دون إقرار موقع |
- Rita'nın telefona gelmek için izni yok. | Open Subtitles | "ريتا" ليس مسموح لها ان تتحدث فى الهاتف. |
Yaptığım şeylerin utanç verici olduğunu söylemeye hiç mi hiç hakkın yok. | Open Subtitles | انه ليس مسموح لك على الاطلاق ان تقول انني اسبب الحرج |
10 dakikalık rezervem var, ama savaş haricinde kullanma iznim yok. | Open Subtitles | لدى 10 دقائق إحتياطي و لكنه ليس مسموح لي باستعماله إلا في حالة الحروب |
Tamam, bak, ben bilmiyorum Söylemiştim ne bu adam ancak izinli değilsin bir daha onu görmek için | Open Subtitles | حسنا انا لا اعلم ماقال لك هذا الرجل لكن ليس مسموح انه ترينه مجددا |
- Burdan ötesine geçmek yasak. - Hastam böbrek yetmezliği çekiyor. | Open Subtitles | ــ ليس مسموح لأحد بتعدى هذه المنطقة ــ إنه يعانى من الفشل الكلوى |
Kurumun dışında bununla ilgili konuşmam gerçekten yasak. | Open Subtitles | ليس مسموح لي ان اتكلم بهذا الشأن خارج دائرة عملي |
Sürmemiz yasak ya. Daha fazla tozlanmamalı değil mi? | Open Subtitles | نحن ليس مسموح لنا بقيادتها لذلك لا يجب علينا تركها هكذا حتي لا يملأها الغبار أليس كذلك؟ |
Bizi kimin önerdigini söylememiz yasak, biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تعلم أنه ليس مسموح لنا أن نناقش أمر من رشّحنا سويًا |
Bütün uzaylı teknolojileri üs de kalıyor. Herhangi birini dışarı çıkartmak yasak. | Open Subtitles | كل تقنية العالم الخارجي تظلّ في القاعدة، ليس مسموح لأيّ أحد بأخذ أيّ شيء خارج القاعدة |
Ve ayrıca hayvanların feribota binmesi yasak. Güvenliği çağırmama gerek var mı? | Open Subtitles | إلى جانب أنه ليس مسموح بالحيوانات هل أنادي الأمن؟ |
Cevap vermeye yetkim yok ve seni uyarmam gerek. | Open Subtitles | ليس مسموح ليّ بالإجابة على ذلك ويجب عليّ تحذيركِ. |
Burada gördüğünüz çok yeni bir tür. Hatta henüz size ismini bile söyleme yetkim yok. Ama Meksika'dan, muhtemelen çoktan nesli tükenmiş yeni bir tür olduğunu söyleyebilirim. | TED | حالياً، هذه الأنواع من المخلوقات هي جديدة جداً وحتى الآن ليس مسموح لي حتى أن أخبركم باسمها، لكن أستطيع أن أقول لكم أنها كائنات حية جديدة من المكسيك، وأنها ربما انقرضت فعلاً. |
Bu tür konularda konuşma yetkim yok. | Open Subtitles | ليس مسموح لى بالتحدث فى هذه المواضيع |
Sizinle yaşamak için izni yok. | Open Subtitles | ليس مسموح لها بـ أن تقطن معكم ياأطفال |
Simon sana söylemek istedi ama aramaya izni yok. | Open Subtitles | لقد أراد سايمون ان تعرفي ... لكن من الواضح ليس مسموح له ان يتصل ..لذا |
Bilmek istiyor olabilirsin ama öyle bir hakkın yok. | Open Subtitles | لا، حالياً ليس مسموح أنتِ تُريدين أن تعرفي |
Hey, kalabalıktan yardım almaya hakkın yok. | Open Subtitles | انتي , ليس مسموح لكي بأن تتلقي مساعدة من الجمهور |
İşverenlerimle ilgili hiçbir bilgiyi paylaşma iznim yok. | Open Subtitles | الاول : ليس مسموح لى ان اتكلم عن شخصيه موظفينى |
Baba, beni bırakmak için izinli değilsin. | Open Subtitles | - ليس مسموح لك أنت تتركني وحدي |