Özgün olmak kolay değil, ama şundan şüphem yok: Özgünlük, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmenin en iyi yolu. | TED | حسناً، ليس من السهل أن تكون مبدعاً، ولكن ليس لدي أي شك حول هذا الأمر، تلك هي أفضل وسيلة لتحسين العالم من حولنا. |
Bay. Collier başarılı bir aktris olmak kolay değil. | Open Subtitles | سيد كوليير ليس من السهل أن تكون ممثلة ناجحة |
Bu şehirde iyi birisi olmak hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون رجلاً جيدًا في تلك المدينة |
Ejder kanı içen birini öldürmek pek de kolay değildir. | Open Subtitles | رجل يشرب من دم التنين ليس من السهل أن يقتل |
Bir donanma askeriyle evli kalmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكونين متزوجةً من جنّدي بالبحريّة |
Görüşü açık olan bir kadın olmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكوني إمرأة مع بصيرة |
İşinizi bilmiyorsanız, karaciğerin yerini bulmak çok zordur. | Open Subtitles | و الكبد عضو ليس من السهل أن تكتشف مكانه إلا إذا كنت تعرف ماتفعله |
Kahramanını, kenarda otururken izlemek pek de kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل أن يرانى و أنا على مقعد البدلاء |
Rahip olmak her zaman kolay bir şey değil. Anlıyorum. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون قسيساً طوال الوقت، أنا أتفهم هذا |
"Yeşil olmak kolay değil" Albümünü de almış mıydın? | Open Subtitles | هل لديك أيضاً اسطوانتة ''ليس من السهل أن تكون أخضراً''؟ |
-Şanslı olmak kolay değil. -Kızlar çok duyarlı. | Open Subtitles | ليس من السهل أن ننجح هنا الفتيات هنا مرهفات الشعور |
Birinin tüm dünyası olmak kolay değil biliyor musun? | Open Subtitles | ليس من السهل أن يكون هناك شخص في العالم وحيد، تعلمين؟ |
Ben olmak kolay değil. | Open Subtitles | من أي شيء في العالم. ¶ ليس من السهل أن تكون لي |
Çünkü beş dolardan vazgeçmek hiç de kolay değildir. | TED | لأنه ليس من السهل أن تتخلص من خمسة دولارات. |
Burada dilediğin kadar kalabilirsin. Bi garson olmak kolay değildir.. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى طالما تريد ليس من السهل أن يكون نادل .. |
Terk edilmek hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون هي التي تترك. |
Kangren olmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون غنغريني |
İşinizi bilmiyorsanız, karaciğerin yerini bulmak çok zordur. | Open Subtitles | و الكبد عضو ليس من السهل أن تكتشف مكانه إلا إذا كنت تعرف ماتفعله |
Yaşça hassas olduğu bir dönemde tüm o sorumlukları taşımak kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل أن يحمل كل هذه المسؤولية في مثل سنه |
Bak sana bir şey söyleyeyim her zaman en tepede kalmak kolay bir şey değil, evlat. | Open Subtitles | دعني أخبرك بشئ ليس من السهل أن تستمر جيداً يا فتي |