İyi bir zaman değil, gitmem lazım... bir yere. | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً جيداً عليّ الذهاب إلى.. شيء |
Evet, şey... Teşekkür ederim ama pek iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أجل، حسناً، شكراً لك، لكن هذا حقاً ليس وقتاً جيداً |
Şimdi tamam, iyi bir zaman değil mi? | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً جيداً ، حسناً ؟ |
Zamanlaman çok kötü, House. | Open Subtitles | ليس وقتاً جيداً يا (هاوس) |
Takılıyorum be. Şimdi sırası değil, biliyorum. | Open Subtitles | أنا أمزح معكَ, أنا أعلم أن هذا ليس وقتاً جيداً حسناً لنذهب |
Anne, hiç iyi bir zaman değil. Bir toplantı düzenliyorum burada. | Open Subtitles | أمي, هذا ليس وقتاً جيداً لدي أجتماع هنا |
Bu iyi bir zaman değil. Bu kaostur. | Open Subtitles | هذا ليس وقتاً جيداً . هذه فوضى |
Bu iyi bir zaman değil. Güç burada benimle. | Open Subtitles | ليس وقتاً جيداً العظمه,نشطه معي هنا |
Adamım bu hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | مرحباً يا رجل هذا ليس وقتاً جيداً |
İyi bir zaman değil, John Coffey. | Open Subtitles | إنه ليس وقتاً جيداً يا جون كوفى... |
İyi bir zaman değil. | Open Subtitles | إنه ليس وقتاً جيداً الآن |
Şu an iyi bir zaman değil, kardeşim. | Open Subtitles | ليس وقتاً جيداً ، يا رفيق |
Şu an iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الان ليس وقتاً جيداً |
Kusura bakma Sheldon, oyun oynamak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | آسف يا (شيلدون)، لكنه ليس وقتاً جيداً من أجل الألعاب |
- İyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً جيداً |
Şu an konuşmak için hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً جيداً للتحدث |
Şu an gerçekten iyi bir zaman değil... | Open Subtitles | هذا ليس وقتاً جيداً |
Ama şu an çok iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أنه ليس وقتاً جيداً وحسب الأن |
Zamanlaman çok kötü, House. | Open Subtitles | ليس وقتاً جيداً يا (هاوس) |
- Şimdi bunun sırası değil. - Neyin sırası değil? | Open Subtitles | هذا ليسَ وقتاً جيداً - ليس وقتاً جيداً لماذا؟ |