Millet, bu bunun için hiç de iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | يارفاق هذا ليس وقتًا مناسبًا للقيام بهذا، فكما سمع الكثير منكم |
Muhtemelen bana hap yutturmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | على الأرجح ليس وقتًا جيدًا لكي أبتلع فيه حبة دواء |
Sadece, bunca şey varken şu an doğru zaman değil. | Open Subtitles | إنما الآن ليس وقتًا مناسبًا في ظلّ كل ما يجري. |
Şimdi Londra'ya gidip eski karını görme zamanı değil. | Open Subtitles | الآن ليس وقتًا مناسبًا للإقلاع إلى لندن ورؤية خليلتك السابقة |
Şimdi sırası değil. | Open Subtitles | مهلًا، مهلًا هذا ليس وقتًا مناسب |
Aslında benim için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | في الحقيقة إنه ليس وقتًا مناسبًا بالنسبة لي. |
Benim etrafımda dolanmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الوقت الآن ليس وقتًا جيدًا للتواجد بجواري |
Bir elemanım tutuklandı. Hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | تمّ اعتقال مُوظف للتو، لذا هذا ليس وقتًا رائعًا تمامًا. |
İnsanlığını kapatmak için hiç iyi bir zaman değil kardeşim. | Open Subtitles | هذا ليس وقتًا مناسبًا لإخماد الإنسانية يا أخي. |
Şu an acı dolu anıları deşmek için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس وقتًا مناسبًا لنكإ الذكريات الأليمة. |
Dinleyin, daha şimdi oğluma paranın sorumluluğu hakkında çok yüklendim bu yüzden bunun olması için hiç ideal bir zaman değil. | Open Subtitles | لقد عاتبت ابني بشدة للتو على كونه مستهترًا في أمر النقود وهذا ليس وقتًا مثاليًا ليحصل مثل ذلك الأمر |
Aslında, şu an pek de uygun bir zaman değil. Benim yapmam gereken... | Open Subtitles | حسنًا، الآن ليس وقتًا مناسبًا يجبعليأن ... |
Şu an hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | مرحبًا، هذا حقًّا ليس وقتًا مناسبًا. |
Öyle özel bir kokunun odaya çökmesi için uzun bir zaman değil. | Open Subtitles | ليس وقتًا كافية لكي تبقى تلك الرائحة |
Bu iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس وقتًا ملائمًا |
Bu iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ليس وقتًا مُلائمًا. |
- Şu an hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | انظري، الآن ليس وقتًا مناسبًا |
Hava atmanın zamanı değil şimdi. Güvenli bir yerden saldırmamız en iyisi. | Open Subtitles | هذا ليس وقتًا مناسبًا للتباهي، يُفضَّل أن نهاجم من موضع محجوب |
Andy, şimdi zamanı değil. | Open Subtitles | اندي)، هذا ليس وقتًا مناسبًا) |
sırası değil demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك، ليس وقتًا مناسبًا. |