Küçük Köpek ve Amerikan Atı hala dostlarımdır. Bunu değiştirecek bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لايزال ليتل دوغ وامريكان هورس صديقان لي ولم افعل شيئا ليغير ذلك |
Bu düşünce şeklini değiştirecek, onların zekasını tetikleyecek.... ... olağanüstü birşey gerçekleşmesi lazım. | Open Subtitles | وقد تطلب الوضع, أمرا غير طبيعي ليغير طريقة التفكير هذه شيء يطلق شرارة السباق الذهني لأجدادنا |
Yıllarca, bilim insanları galaksiyi mevcut şeklini değiştirecek kadar güçlü olan şeyin ne olduğunu merak ettiler. | Open Subtitles | لسنوات ، العلماء احتارو ما الذي بمقدوره أن يكون قوياً كفايه ليغير سلوك المجره |
Ve aracınızı değiştirmek yerine, yaşadığınız çevrede bunun gibi şeylerin değişmesinde aracılık yaparak, çevre ve doğa hakkında da etkili olabilirsiniz. | TED | ويمكن أن يكون لكم أثر أكبر على المحيط بأن تشجع الحي الذي تسكنه ليغير هذه الأشياء من خلال تغيير سيارتك. شكراً جزيلاً. |
Oakland bölge okuluna girmiş ve notlarını değiştirmeye çalışırken yakalanmış. | Open Subtitles | يقتحم وهو عليه قبض سيتى اوكلاند مدرسة كمبيوتر درجاته ليغير |
Sahibi olduğunuz sanatoryumdan biri raporu değiştirmesi için Dedektif Wilden'a rüşvet verdi. | Open Subtitles | شخص في مصحة تملكينها دفع ل المحقق والدن ليغير تقريره |
Morgan'ın fikrini değiştirip bize söylememesine neden olan nedir? | Open Subtitles | الآن كيف نجده ؟ ما الذي جعل مورغان ليغير رايه |
Sana kimsenin bilmediği bir şeyden bahsedeceğim.... ...ve tüm hayatını değiştirecek potansiyele sahip. | Open Subtitles | ما سأقوله لكم لا يعرفه أحد ولكنه يملك القدرة ليغير حياتك بأكملها |
Ve burada kimsenin hiçbir şeyi değiştirecek gücü yok. | Open Subtitles | ولا يوجد أحدٌ بالأسفل قوي كفاية ليغير أيّ شيء. |
Sıkıntı değil, Lando değiştirecek zaten fıçıyı. Teşekkürler. | Open Subtitles | لا بأس، الملك نزل لأسفل ليغير البرميل لأجلي، شكراً |
Fakat bundan sonra elimizde oyunu değiştirecek bir şey olacak. | Open Subtitles | لكن كل حين وآخر شيء ما يأتي ليغير اللعبة |
- Tüm kişiliğini değiştirecek kadar büyük. Pekala. | Open Subtitles | كبير بما يكفي ليغير شخصيته بالكامل |
Her şeyi değiştirecek biri geldi. | Open Subtitles | شخص سيأتي ليغير كل هذا |
Burda onları değiştirecek hava yok. | Open Subtitles | فلا هواء هنا ليغير معالمها |
Zaman içinde geriye gönderilen karmaşık bir seks robotuyum... şanslı bir kadın uğruna geleceği değiştirmek için. | Open Subtitles | أنسان الى هدفه الجنس ارسل عبر الزمن ليغير مصير فتاة واحدة سعيدة |
Bunu değiştirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء ممكن أن يفعله أحد منا ليغير ما هو مقدر |
Demek istediğim bunu değiştirmek için yapabileceğimiz hiç bir şey yok. | Open Subtitles | مما يعني أنه لا يوجد شيء أكثر لا يمكن لأحدنا أن يفعله ليغير هذا |
Mutlaka onu kendini değiştirmeye itecek ikincil bir tetikleyici olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود محفز ثانوي يحفزه ليغير من نفسه |
Senden çok hoşlanıyor. Fikrini değiştirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحبك بشده, أعتقد أنه سيفعل أى شىء ليغير تفكيرك |
Fikrini değiştirmesi için biraz zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه يحتاج فقط للقليل من المساحة ليغير منظوره |
Üstünü değiştirip gitmesine bakarsak, evine gitmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | .انه يبدو بأنه ذهب للمنزل، ليغير ملابسه ويغادر |
Bu hayatımızı sonsuza dek değiştirirdi. | Open Subtitles | هذا كان ليغير حياتنا للأبد |
- Bir şey değiştirmezdi. | Open Subtitles | كان علي البقاء بالمنزل ...رفض القضية أيٌ من هذا ما كان ليغير اي شيء |