Union Gölü'ne akan bir ırmağın kenarındaki tekne evimde yaşadığımdan bu bana tamamıyla mantıklı geliyor. | TED | بما أني أعيش في منزلٍ عائم على نهرٍ جارٍ في بحيرة ليك يونيون، هذا الأمر يبدو معقولا تماما بالنسبة لي. |
Sevgilimle evlenip Kızılderili Gölü'ne balayına gittik. | Open Subtitles | لذا قمت بالزواج من فتاتى, وكنا فى طريقنا لقضاء شهر العسل فى انديان ليك, |
- Katy Lick'ten sağ kol Marshville'den gövdesi ve Clarksburg'tan da sağ bacak çıktı. | Open Subtitles | وهذه اليد اليمنى من منطقة كاتي ليك والجذع من مارشفيلي والقدم الاصلية في كلاسبرج |
Ben ve Paul Butler Hamilton dağında ki Lick gözlemevinden sessizce ayrıldığımızı hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأتذكر ونحن نقود سيارتنا نزولاً من جبل هاملتون ، من مرصد ليك بهدوء تام ، و "بول بتلر" بجواري |
Tabi gerçek şu ki kimse Lich'in ölümü nasıl kandırdığını bilmiyor. | Open Subtitles | بالطبع الحقيقة لا احد يعرف حقا كي استطيع (ليك) خداع الموت |
Bay Leake, eğer kızınız intihar ettiyse, bu bir ceza yüzünden olmazdı. | Open Subtitles | سيد. (ليك)، لو أن ابنتك قامت بالإنتحار لن يكون السبب هو أنك عاقبتها |
Menzildeki her Twi'Lek köyünü hedef alın öncelikle içinde oturulanları. | Open Subtitles | "استهدفوا كل قرية لـ "التواي ليك تقع فى مداكم المأهولة بالسكان أولاً |
Başka biri olmak istedin çünkü Jackson Lake'in yitirdiği çok şey vardı. | Open Subtitles | كنت تريد أن تصبح شخص آخر، لأن جاكسون ليك قد فقد الكثير. |
Peki ya Uyuyan Güzel? Kuğu Gölü? | Open Subtitles | . ماذا عن سليبنج بيوتى . ماذا عن سوان ليك |
Her sene Erie Gölü'nde bir haftalığına kulübe kiralardık. | Open Subtitles | كل سنة كنا نستأجر لمدة أسبوع كوخاً في ليك إيري |
Burası Forest Gölü'ndeki yazlığı Demokratik Komite'nin iddia ettiği gibi Michagan'da değil. | Open Subtitles | هذا هو منزلها الصيفي في فورست ليك وليس في ميشيغان كما يدعي المجتمع الديمقراطي |
Lavar, Toluca Gölü'nde yaşayan beyaz bir kadınla takılıyordu. | Open Subtitles | لقد كان لافار يعبث مع هذه العاهرة البيضاء في تولكا ليك. |
Geceyi Kristal Gölü Kamp Alanında, K Bölümünde 217. parselde geçireceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا إنهم سيقضون الليلة في معكسر (كريستال ليك) القسم (كيه)، الساحة 217.. |
- Yasayı ihlal etmiş ama Tashmore Gölü için önemli bir yasa gibi görünmüyor. | Open Subtitles | ولكن يبدو أنه قانون غير مهم فى مقاطعة "تاشمور ليك"ِ |
Charlie, baban French Lick'te tamir işleriyle mi uğraşıyor? | Open Subtitles | إذا "شارلي".. والدك يعمل في قسم الصيانة في منطقة "فرانش ليك". |
Söylüyorum işte, Çirkinleri French Lick'e dik, ve Stadyum için para kazan. | Open Subtitles | أقول وحسب : ألصقوا (قبيحي المظهر في (فرينش ليك ووفروا المال للملعب |
Gözümün önünde vurulan bir adamı Black Lick Yolundaki bir maden kuyusundan aşağıya attım. | Open Subtitles | لقد أغرقت رجلاً قتل أمامي في موقع " الخردة عند طريق " بلاك ليك |
Lich hakkında size bir şey söylememi beklemiyorsunuz herhalde? | Open Subtitles | لا تتوقع مني ان اعطيك (اي شئ يتعلق بـ (ليك |
Bazıları ölümsüz olmak için Lich'in chi'sini bir tılsıma aktardığını düşünür. | Open Subtitles | في سبيل تحقيق الخلود البعض يعتقد ان (ليك) يضع سحره في تميمة |
Bay ve Bayan Leake, doldurmanız gereken bir form var. | Open Subtitles | ونريد أن نتأكد ألا يحدث ذلك لإبنة أي شخص آخر (أيها السيد والسيدة (ليك |
Lek, Lek, lütfen kurtar beni! | Open Subtitles | ليك ليك ارجوك انقذني |
Yetişkin biri olarak "Eğitim" üzerine yüksek lisans yaptı ve White Bear Lake İlköğretim Okulu'nda bir dersi devraldı. | TED | بما أنه شخص بالغ، درس وحصل على شهادة ماجستير في التربية واستلم صفاً في مدرسة وايت بير ليك. |
Alexander Leek. | Open Subtitles | ألكساندر ليك. |
Lakeside Oteli'nde kaldığını ve özellikle seninle görüşmek geldiğini söyledi. | Open Subtitles | انه في فندق ليك سايد ولقد اتى ليحادثكي خصوصا |