"ليمضي" - Traduction Arabe en Turc

    • için
        
    • Artık
        
    • devam
        
    Evliliğin karışık düzenini sürdürebilmek için gerekli olan zamanı pek vermez. Open Subtitles بالكاد يترك الشخص ليمضي وقته بمفرده ليبقى ويكون مخدوعاً بتواجده لزواجه.
    Evliliğin karışık düzenini sürdürebilmek için gerekli olan zamanı pek vermez. Open Subtitles بالكاد يترك الشخص ليمضي وقته بمفرده ليبقى ويكون مخدوعاً بتواجده لزواجه.
    Tamam, uzaklaşması için biraz bekleyin. - Bayan Wilberforce, şimdi içeri geçelim. Open Subtitles جيد.إعطوه الوقت ليمضي تعالي,سيدة ويلبرفورس هنا
    Artık hayatınızda sadece bir ziyaretçiden ibaret olacağım. Open Subtitles فقط أنني مجرد زائرة ليمضي يوم واحد محدد هنا
    Artık herkesin kendi yoluna gitme zamanı geldi. Open Subtitles والآن حان الوقت ليمضي كلً منا في طريقه
    Hayır, hastalarıma hayatlarına devam edebilmeleri için bir yol bulmalarını bir bilgi bulmalarını söylerdim. Open Subtitles لا، بل كنت سأقول لمريضي أنه بحاجة ليجد طريقاً ما ليمضي في حياته، أن يجد أي معلومة ليمضي في حياته
    Günü atlatmak için uyuşturucuya sığınan bir keş değilim ben. Open Subtitles أنا لست مدمنا يحتاج المخدرات ليمضي في يومه
    Hayatımızı düzene sokunca tatilini geçirmesi için onu size getireceğim. Open Subtitles و عندما تتحسن الأحوال سآخذه ليمضي الأجازات معكِ
    Tete sonunda ağacın tepesine ulaşmayı başarıyor ama daha ileri gidebilmek için halatı bırakmak zorunda. Open Subtitles وصل تيتي أخيرا ً الى إكليل الشجرة ولكن ليمضي أكثر من ذلك عليه أن يترك سند ساق الكرمة
    Yani şu an durum şu ki, hayatına devam edebilmek için ölmemi bekliyor. Open Subtitles ومن وجهة نظري للموضوع أنه ينتظر وحسب ،أن أموت ليمضي بحياته
    İnanılmaz. Erkeklerin dünyasında öne geçmek için mecbur kalınanlar. Open Subtitles رائع، هذا ما على المرء فعله ليمضي قدمًا في عالم الرجال
    İnanılmaz. Erkeklerin dünyasında öne geçmek için mecbur kalınanlar. Open Subtitles رائع، هذا ما على المرء فعله ليمضي قدمًا في عالم الرجال
    - devam etmesi için ona yardım etmeliyiz. Open Subtitles يجب أنْ نساعده ليجد طريقة ليمضي في طريقه
    Amacına inandığını biliyorum ama hepimizin Wayward Pines'ın iyiliği için önümüze bakmamızın zamanı geldi. Open Subtitles أعلم أنك تؤمنين بقضيتكم لكن آن الأوان ليمضي جميعنا قدماً لصالح البلدة
    Yoluna devam etmesi için, bunu bir son vermesi gerekiyor. Open Subtitles هذا ما يحتاجه الآن ليمضي قدماً
    Hayır. Hafta sonu için torunum geliyor. Open Subtitles فحفيدي قادم اليوم ليمضي الاجازة بمنزلي
    Artık herkesin kendi yoluna gitme vakti geldi. Open Subtitles والآن حان الوقت ليمضي كلً منا في طريقه
    Artık çiftin ayrılma zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت للزوجين ليمضي كلّ في سبيله
    Artık çiftin ayrılma zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت للزوجين ليمضي كلّ في سبيله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus