Şimdi, bak... senden duymak istediğim cevap bu değildi. | Open Subtitles | اللعنة، لَم تكُن الأمور سيئَة كما كانَت في الجنوب |
Açık bir insan,kendinden emin. Hiçbir zaman telaşlı değildi. | Open Subtitles | كانتدوماًمُنفتحة،واثقة، لَم تكُن يوماً مُقيدة. |
"Tittles"ın tartışıldığı bir program seyretmiştim, ve noktalama işareti değildi. | Open Subtitles | لقد رأيتُ برنامجاً حيثُ كانوا يُناقشون العلامات فوق الأحرف و لَم تكُن علامات التنقيط |
Sizi yendiğimiz son maçta sen takımda değildin. | Open Subtitles | لَم تكُن مع الفريقِ عندما آخر مَرّة ضَربنَاك |
Daha erken uğramıştım ama burada değildin. | Open Subtitles | لقد مررتُ سابقاً لكنكَ لَم تكُن موجوداً |
İşler Güney'de olduğu kadar kötü değildi. | Open Subtitles | اللعنة، لَم تكُن الأمور سيئَة كما كانَت في الجنوب |
Cilt makinelerini bozan kaza aslında kaza değildi. | Open Subtitles | الحادثَة التي حطّمَت آلات تجليد الكتُب لَم تكُن حادثَة |
Onun hatası değildi. | Open Subtitles | لَم تكُن غلطته. |
O sen değildin. | Open Subtitles | لَم تكُن أنت. |