"مؤقتة" - Traduction Arabe en Turc

• geçici
• geçicidir
• kısa
• kalıcı
• saatli
• süre
• süreliğine
• derme çatma

Boxerların elindekini geçici olarak aşağılamayı kabul etmek akıllıca olacak.
انه من الحكمة أن نقبل الذل مؤقتة على أيدي الملاكمين

"Mitch ve Abby, geçici olarak evinizi "döşeme cüretini gösterdik.
ميتش وآبي لقد سمحنا لنفسنا أن نختار الأثاث بصفة مؤقتة

Akşama geçici pencere takmak için bizim tayfayı toplar gelirim.
يمكنني أن أرسل أحد ما ليضع نوافذ مؤقتة هذا المساء

Neyse ki bu etkiler genellikle geçicidir.
ولكن لحسن الحظّ، هذه الأعراض غالبًا ما تكون مؤقتة.

Ama bu ölü olanı çünkü onu yaşayan bir insandan çıkardıktan kısa bir süre sonra ölür.
لكن لا فائدة منه، فهو ميّت. لأنّك حين تأخذ نسيجاً دماغياً من جسد حيّ، يمكنك أن تبقيه حياً لمدة قصيرة بتغذية مؤقتة.

Ben, geçici bir sorun yaratıp kalıcı sorununu çözmenden bahsediyorum.
أتحدث عن خلق مشكلة مؤقتة تسمح لك بشطف المشكلة الدائمة

O adam da orada saatli bomba gibi yatıp uğruna çalıştığım onca şeyi mahvetmek için uyanmayı bekliyor.
وذلك الرجل مستلق هناك كأنه قنبلة مؤقتة في انتظار أن يستيقظ ويدمر كل شيء عملت من أجله

bunu geçici bir süre için yapar onu özgürce seçenler ile birlikte kötülüğün bütün etkisinden uzak olarak cennette birlikte olacaklar.
على أسس مؤقتة حتى في يوم ما هؤلاء الذين إختاروا أن يحبوه بحرية سيقطنون معه في النعيم متحررين من تأثير الشر

Geçen yaz bir süreliğine döndüğünde seni tekrar oraya çeken onlardı.
الصيف الماضي , عندما كانت لديكِ صحوة مؤقتة

Kuzey Bosna'daki bir cami, Sırp topları tarafından yıkılmıştı ve derme çatma bir morga dönüştürülmüştü.
تم تدمير مسجد في شمال البوسنة من قبل المدفعية الصربية وكان يُستخدم كمشرحة مؤقتة.

geçici olarak kaptmalarının nedeni yeni bir menü mü açmaktı?
حَسناً، ذلك يَعْني بأنّه أَخذَ إستراحة مؤقتة لصنع طريقة جديدة؟

Hayatımın sonuna kadar güvenlikçi kalmayacağım. geçici bir iş bu.
أنا لن أبقى حارساً للأبد, إنّها فترة مؤقتة ليس إلّا

Yaralıların tedavisi bölge hastanelerinde ve kurulan geçici tesislerde sürdürülüyor.
فى مستشفيات داخلية ومنشآت طبية مؤقتة مثل هذا الموجود خلفى

- Sanrım, yeni geçici personel. Yani tam bir baştan çıkarıcı diyorsun.
ـ اعتقد انها الموظفة المؤقتة ـ أعتقد انها لن تكون مؤقتة أبدا

İçki kurulundan askıdaki tam pansiyon yetkinin geçici iznini ve meclis incelemesi aldım.
حصلتُ لك على موافقة مؤقتة من مجلس الخمور بإنتظار التصريح الكامل واستعراض المجلس.

- Her şey donuk. - Doğru, ama bu geçici.
ــ كل شيء متجمد ــ صحيح , لكنها حالة مؤقتة

Tabii, yaş yok edici etkiler tamamen geçicidir.
بالطبع أي تأثيرات إنعكاسية ستكون مؤقتة تماماً

para,şöhret,başarı bütün bunlar geçicidir.
كل هذه الأمور مؤقتة النقود, الشهرة, النجاح

Ayrıca kısa bir süreliğine loncadan da ayrılmak istiyoruz.
إضافة إلى ذلك فنحن نطلب الإذن بأخذ إجازة مؤقتة بعيدًا عن النقابة

Fakat travmaya maruz kalan küçük bir yüzde kalıcı problemlere sahiptir. Bu problemler bazen geçici olarak kaybolur ve aylar sonra tekrar ortaya çıkar.
لكن نسبة صغيرة من الذين تعرضوا لصدمة يصبح لديهم مشاكل مزمنة أحياناً تتلاشى لفترة مؤقتة ثم تعاود الظهور بعد أشهر.

Neden bütün bina kilitlendiğinde ve kimse dışarı çıkamadığında saatli bir bomba aktif hale geliyor? Hiçbir anlamı yok.
لماذا تكون القنبلة مؤقتة عندما يكون المكان مغلق ولا احد يستطيع الخروج ان ذللك لا معنى له