| Benden istediğin her neyse, onu almanın yolu bu değil. | Open Subtitles | أياً كان ماتريده مني فهذه ليست الطريقة الصحيحة للحصول عليه |
| Eğer istediğin bir şey varsa uzaklaştırılma kararıma karşı dava açıp-- | Open Subtitles | يمكنني أن استأنف ايقافي وأعيد فتح القضية إن كان هذا ماتريده |
| İstediğin gibi yalandan yaşayabilirsin, Sammy, fakat er ya da geç, kim olduğun gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | بإمكانك أن تتظاهر كل ماتريده , سامي, لكن عاجلا ام آجلا ستواجه حقيقتك |
| Evet, bilmen gereken kısım, senin Mickey Rayborn'u istediğini biliyor olduğum. | Open Subtitles | نعم.. مايجب أن تعرفه هو أنني أعرف ماتريده من ميكي ريبورن |
| Neden bu kadar zalimsin? Çok zalimsin. İstediğini almanın başka yolları da var. | Open Subtitles | لماذا انت قاسي جدًا انت مجرد قاسي هناك سبل اخرى للحصول على ماتريده |
| Bu iyi tavsiyeyi verirken istediği şeyi bilmeliydin. | Open Subtitles | وهذه كانت نصيحة جيدة وعليك معرفة ان ماتريده هي |
| Onu aşağı iteceğini düşünmesini sağla ve son anda onu tutup çek ve ondan istediğin şeyi söküp al. | Open Subtitles | وعليك أخذها إلى حافة المنحدر إسحبها وخذ ماتريده منها |
| Rayborn'dan istediğin her şeyi, şu anda benden alabilirsin. | Open Subtitles | أي كان ماتريده من ريبورن, يمكنك الحصول عليه مني الآن. |
| Eğer istediğin doktor olmaksa, öyleyse bence, | Open Subtitles | وإذا كان ماتريده هو ان تكون طبيباً حينها لا اظن |
| Bazen gerçeğin yerine duymak istediğin şeyle kalırsın. | Open Subtitles | بعض الاحيان ينتهي بك الامر بسماع ماتريده عوضاً عن سماع الحقيقه |
| İstediğin bu biliyorum. Öyle dediğini duyabiliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذا ماتريده هذا ما يبدو وكأنه ستطيع أن أسمع لك |
| Eğer tek istediğin masaj yaptırmak ise seni zirvelere çıkarabilecek bir kızın numarasını verebilirim. | Open Subtitles | اذا كان كل ماتريده هو ان تقوم بمساج لدي رقم امرأة يمكنها ان تاخذك الي القمة |
| Eğer istediğin tek şey, onun dışarıda olmasıysa bunu yapabilirim. | Open Subtitles | ولكن إن كان كل ماتريده هو عودة اخيك فذلك آمرٌ بإمكاني فعله |
| Tabii ki, sana her istediğini getirecek, her zamanki gibi. | Open Subtitles | بالطبع ، سيجلب لك بابانويل كل ماتريده كما في السابق |
| Butiklerimizden tekrardan ayaklarının üstüne basana kadar istediğini alabilirsin. | Open Subtitles | لكن هذا لايهم، فقط خذ ماتريده من متاجرنا حتى يمكنك العودة من جديد مرة أخرى |
| Sen istediğini aldın, ve ben istediğimi aldım. | Open Subtitles | تحصل أنت على ماتريده و أحصل أنا على ما أريده |
| İnsanlarla aptallarmış gibi konuşuyorsun sonra gidip canının istediğini yapıyorsun. | Open Subtitles | تتحدث إلي الناس كأنهم مجموعة من الحمقي الملاعين ثم تفعل ماتريده |
| Tek istediği taç giydiğimi görmek ve benim için savaşma izni almak. | Open Subtitles | كل ماتريده ان ترانى متوج وتصريح لتقاتل من اجلى |
| Onun istediği de bu. Ne konuştuğunu duymak isterdim. | Open Subtitles | فذلك ماتريده أتمنى تماماً لو علمت بالذي تقوله |
| Ya emeklilik dilekçeni ver ve burada, Kodiak'ta sivil yaşam sür, istersen. | Open Subtitles | ان توقع الورق اليوم وباستطاعتك ان تعيش كمدني هنا في كودياك، اذا كان ذلك ماتريده. |
| İstediğiniz buysa hemen gidip cayma yazısı yazarım, tamam mı? | Open Subtitles | سأذهب وأكتب لك تراجع أذا كان هذا ماتريده , حسناً؟ |
| Elimizdeki şeye ihtiyacın var. Aynı şekilde Widener'in de. | Open Subtitles | الذي عندنا هو ماتريده وهو مايريده ويدينير |
| Cevabından korksam da benim için isteğin buysa söyle iradenin aracı olayım. | Open Subtitles | بالرغم من أنّي أهاب ذلك، أخبرني أن هذا ماتريده لي، دعني ببساطة أكن صكَّ مشيئتك. |
| Sorun değil, Bayan Pyaari hangisinden isterse. | Open Subtitles | ليست مشكله اذا كان هذا ماتريده السيده بيارى |
| Hayatta her istedigin seyi edinemezsin. | Open Subtitles | لا يفترض بك الحصول على كل ماتريده في الحياة |