Her zaman istediğin o yükselişi sürdürmek için güzel bir fırsata benziyor. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائع على السيرة الذاتية إن كنتِ تريدين الارتقاء, وهذا ماتريدينه |
Sen de diğerleri gibisin. Tek istediğin şey bana emir vermek. | Open Subtitles | . أنتِ مثل أي شخص . كل ماتريدينه أن تخبريني ماذا أفعل |
Her zaman sana ihtiyacın olan ya da istediğin her şeyi sağlayabilmeyi hayat etmiştim. | Open Subtitles | لطالما حلمت بأن أؤمن لك كل ماتريدينه وتحتاجينه |
Eğer istediğiniz buysa. Memnuniyetle yaparım. Pekala. | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هذا ماتريدينه فأنا سعيد بتنفيذه الآن قفي هناك. |
Ne istediğini bir kaç gün düşün. | Open Subtitles | لذلك أقترح أن تفكري بضعة أيام لإكتشاف ماتريدينه |
Burayı sabaha kadar kiraladım, ne istersen onu yap. | Open Subtitles | حجزت هذا المكان حتى الصباح افعلي ماتريدينه فحسب |
Elbette olabiliriz.İstediğin buysa. | Open Subtitles | بالطبع يمكننا ذلك. إن كان هذا ماتريدينه. |
Al işte. "Ne istersen, istediğin zaman" | Open Subtitles | ها أنتٍ ماتريدينه عندما تريدينه سهل كطلب البيتزا |
Ama istediğin buysa eğer kesinlikle yaşaman gereken bir duygu. | Open Subtitles | وانها بالتأكيد .. تجربة وهذا يجب ان تشعري فيه اذا هذا ماتريدينه |
Eğer gerçekten istediğin buysa, tatlım o zaman tüm dünyaya haykırmaya başlamalısın! | Open Subtitles | واذا كان ذلك ماتريدينه حقا ياعزيزتي حسنا, أن تصرخين في السطح بأعلى صوتك |
- Ne? Peki, istediğin buysa artık o gönüllü işte çalışmam. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتوقف عن ذلك العمل التطوعي إذا كان هذا ماتريدينه |
Sadece sana istediğin şeyi veremezsem kaybederim diye korkuyorum. | Open Subtitles | إنني قلق فقط بأنني لو لم أمنحكِ ماتريدينه .قد أخسرها |
Eğer gerçekten istediğin buysa bugün ve her gün senin yanında olacağız. | Open Subtitles | لذا إن كان هذا بصدق ماتريدينه... فإننا سنقف بجانبك... اليوم وكل يوم |
Beni geçeceksin ve istediğin her şeyi yapabileceksin. | Open Subtitles | ستتجاوين أمري وستكونين قادرة على فعل ماتريدينه |
- Senin için istediğim şey bu değil, fakat senin istediğin buysa... | Open Subtitles | أنه ليس ما أريد ولكن أذا كان هذا ماتريدينه أنه كذلك |
Eğer istediğin buysa, ilgilenebilirim. | Open Subtitles | سوف أنظر فيه إذا كان هذا ماتريدينه |
- Her istediğin senin olur mu? | Open Subtitles | هل انت دائما تحصلين على ماتريدينه ؟ |
- Kapıyı açıyoruz. İstediğin bu değil mi? | Open Subtitles | سنفتح هذا الباب اليس هذا ماتريدينه |
Bu arada menüde olmadığı için istediğin fiyatı talep edebilirsin mesela 20 dolar? | Open Subtitles | ... و طالما أن هذا الطبق ليس بالقائمه يمكنكِ طلب ماتريدينه من ثمن فلنقل 20 دولاراً ؟ |
Her zaman istediğini gerçekleştirdin Las Vegas'ta büyük bir sahnede dans ediyorsun. | Open Subtitles | راقصة فى لاس فيجاس وعلى المسرح الكبير اليس هذا ماتريدينه دوما؟ هل أنت سعيد ؟ |
Ne istersen onu de. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ لا تستطيعين قول ماتريدينه |