Ben ilgilenmediğim sürece, bana karşı duyguları olması umrumda bile değil, | Open Subtitles | لا يهم إن كانت تكن لي مشاعر مادمت لا أهتم بها |
Yolunu o bornozdan çıkarak bulduğun sürece bence iyi bir şey. | Open Subtitles | حسناً,مادمت سوف تجد طريقك خارج هذا الرداء اعتقد انى على مايرام |
- Güvende olduğun sürece oturabilirsin... - ...umurumda değil ama gelmiyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس او تقف مادمت بامان لايهمني لكنك لن تأتي |
Nefes aldığım sürece asla, buna boyun eğmeyeceğim. | Open Subtitles | أبدا ً مادمت أتنفس نفس حياة واحد سأخضع يوما ً لهذا |
Ben şerif olduğum müddetçe bu salonda başka kan dökülmeyecek. | Open Subtitles | لن يكون هناك سفك للدماء في هذه القاعة مادمت انا القائد |
Kraliçem olarak seveceğim... en iyi dostumun karısı olarak... ve yaşadığınız sürece... başkasını sevmeyeceğim. | Open Subtitles | سأحبك كمليكتي و كصديقة أعز اصدقائي و مادمت حية |
İnsan eliyle yapılan hiçbir silah... bu zırh üzerinde olduğu sürece sana zarar veremez. | Open Subtitles | لايوجد اي سلاح صنعه انسان يمكن أن يؤذيك مادمت ترتدي هذا الدرع |
Ben yaşadığım sürece, bir daha asla öldüremeyeceksin. | Open Subtitles | و مادمت أنا حيّة، فلن تستطيع القتل ثانيةً |
Çünkü ben dağıtımcıyım. Sağ olduğum sürece hep bir sonraki adım da olacak. | Open Subtitles | لايقتلونى طالما أنا أحضر لهم مايريدون مادمت أنا حي سيكون هناك دائما مرّه قادمه |
San Diego körfezine gönderilmediğimiz sürece, sen bu geminin üzerinde yürüdüğün her an savaştasın. | Open Subtitles | مادمت على هذه السفينه ومادمنا لسنا فى خليج سان دييجو فنحن فى حالة حرب |
Yaşadığım sürece, onu bana getir o güzel aşkı bana getir,tatlım. | Open Subtitles | مادمت أنا عايش' أجلبه إلى إجلب هذا الحب الجميل |
Yaşadığım sürece, onu bana getir o güzel aşkı bana getir,tatlım. | Open Subtitles | مادمت أنا عايش' أجلبه إلى إجلب هذا الحب الجميل |
Ben yaşadığım sürece Nano Ülkesi hayatta olabilir! | Open Subtitles | دولة نانو ستظل منتعشة وموجودة مادمت أنا حية |
Evlat sen burada olduğun sürece onlar gelmezler. | Open Subtitles | ,لن يعودوا إلى البيت يا بني مادمت أنت هنا |
Ona ihtiyacı olanı verdiğin sürece sana kendini müthiş hissettirecek istediğini aldıktan sonra da seninle işi bitecek. | Open Subtitles | ستجعلك تشعر أنك أفضل رأته مادمت تحضر لها الطعام، و كل ما تحتاجه، و عندما تحصل على ما تريد، |
Devlet sana hayatın boyunca tanıdığın adamları içeri atmalarına yardım... ettiğin sürece istediğin şeyi bulmana yardım etti. | Open Subtitles | الحكومه ستعطيك ماترغب به مادمت تساعدهم لتضع رجالا كنت تعرفهم طوال حياتك بالسجن |
Daha iyi bir yere gideceğime inandığın sürece, ölüm o kadarda kötü değil. | Open Subtitles | الموت ليس سيئاً مادمت تؤمن بأنني سأذهب لمكان أفضل |
Olmaz. Evde durduğun sürece kimse sana dokunamaz. | Open Subtitles | لا ، مادمت في هذا المنزل فلن يمسوكِ بسوء |
Tepsi taşıyabildiğin ve turta tenekesini doldurabildiğin sürece bunları yaparken doğursan bile umurumda değil. | Open Subtitles | في الحقيقة، مادمت قادرة على حمل الأشياء و العمل. و تصنعين الفطائر. لا أهتم إن كنت ستنجبين و أنت تقومين بالعمل. |
Aslında içkiyi bıraktığın sürece, buna istediğin ismi verebilirsin. | Open Subtitles | مادمت توقفت عن الشرب فيمكنك تسميتها كما تشاء |
Yedeklemiş olsam bile ki yapmadım, sen burada olduğun müddetçe önemi yok. | Open Subtitles | حتى ولو قمت برفعها والذي لم أقم به مادمت هنا انه لن يهم |
madem kişiselleşiyoruz, ben de suratına bakmaktan hoşnut değilim. | Open Subtitles | مادمت تجعل الأمر شخصى, فانا لاأحب ان انظر اليك ايضا |