Söylemeye çalıştığım şey, anlamak zorunda olduğumuz şey, neden bazı gençlerimize bunların cazip geldiği. | TED | ما أحاول قوله هو أن علينا فهم السبب من وراء انجذاب شبابنا لهذا الأمر. |
Söylemeye çalıştığım şey kutsal evliliğin onların yetkilerinin üstünde olduğu. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنَّ الرباط المُقدَّس أقوى من أن يقوموا بتفريقه |
Bak, sana Söylemeye çalıştığım şey ben ordaydım. | Open Subtitles | . . ما أحاول قوله هو أنا كنت هناك مفهوم؟ |
Demek istediğim şey ilişkiniz olması başka bir şeydir bunu eşinizin yüzüne vurmanız başka bir şey. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أن تكون لك علاقة، هذا شيء.. وشيء آخر أن ترميها في وجه زوجك |
Demem o ki sırf yaşlı bir kadınım diye sırtım pek, karnım yumuşak sanma. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو.. لا تعتقد فقط لأني امرأة عجوز أن ظهري ضعيف ومعدني ليست قوية. |
Bak, demeye çalıştığım şey herkesin kendine göre avantajları var. | Open Subtitles | حسناً, ما أحاول قوله هو... أن كل شخص لديه أفضليته... |
Sana Söylemek istediğim şey şu. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو |
Söylemeye çalıştığım şey, iyice dibe battığın. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنك وصلت إلى مستوى منخفض جديد |
Sana Söylemeye çalıştığım şey bir torun bizim için harika bir hediye olurdu. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو الحفيد سيكون هدية عظيمة |
Söylemeye çalıştığım şey, o olmadan ben, ben değilim. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنّني لا أكون على سجيّتي بدونه |
Burada Söylemeye çalıştığım şey, başkanın masasında kendine bir koltuk kaptın. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو... لقد حصلتِ على مقعدًا في طاولة الرئيسة |
Söylemeye çalıştığım şey sana şimdi daha fazla ihtiyacım var. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنني سأحتاجك الآن أكثر من أي وقت مضى |
Yanlış olduğunu bile bile Söylemeye çalıştığım şey sana inanmamak benim için günden güne zorlaşıyor. | Open Subtitles | علي الرغم من معارضتي أظن أن ما أحاول قوله هو أن الأمر يزداد صعوبة لعدم إيماني بك |
Sanırım Söylemeye çalıştığım şey bir akıl hastasını kandırmak her zaman o kadar da kolay değildir. | Open Subtitles | أعتقد أني ما أحاول قوله هو أنها ليست دائماً طريقة سهله لخداع المرضى المتخلفين عقلياً |
Söylemeye çalıştığım şey, birinin ilk adımı atması gerektiğidir. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو على أحدهم ان يقوم بالحركة الأولى |
Molly, sanırım Söylemeye çalıştığım şey Groucho gözlüklerini taktığını fark etmiştim ve onları taktığın her gün fark edeceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | مولي، اعتقد ان ما أحاول قوله هو أنني لاحظت نظارات غروشو على وجهك وأعدك أنني سألاحظها في كل مرة تضعينها |
- İki kadın arasında kararsız kaldın. - Demek istediğim şey... | Open Subtitles | أنت مشتت ما بين إمرئتين ما أحاول قوله هو |
Tamam. Demek istediğim şey uzun zamandır bir aile ile uğraşmak zorunda kalamadığın. | Open Subtitles | حسناً، ما أحاول قوله هو إنك لم تحظّ بعائلة منذ مدة كبيرة |
Demem o ki, beraber çalışabiliriz birbirimizin arkasını kollarız ve ciddi başarı elde edebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد ما أحاول قوله هو يجب ان نستمر في العمل قبالة بعض نساند إحدانا الأخر |
Hayır, demeye çalıştığım şey herhangi bir şeyi onaylamadan önce onun iyi bir fikir olup olmadığını tartmamız gerektiği. | Open Subtitles | لا، ما أحاول قوله هو أنّه قبل ،أن نسمح بأيّ شيء علينا أن نرى إن كانت هذه فكرة جيّدة من الأساس |
Söylemek istediğim şey şu ki, | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أن... |
Yani söylemek istediğim şu ki, sen beni herkesten daha iyi tanıyordun. | Open Subtitles | أحزر أن ما أحاول قوله هو أنّك عليم بي عن الجميع. |