ne hissettiğimi ve ne düşündüğümü tarif edemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ان اصف ما أشعر به و لا ما أفكر فيه |
Hadi ama Daisy, senin hakkında ne hissettiğimi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هيا ديزى ، أنتى تعلمين ما أشعر به تجاهكِ أليس كذلك ؟ |
neler hissettiğimi söylersem sizlere garip gelecektir | Open Subtitles | ستفكر بأن هذا غريباً عندما أحاول أن أشرح ما أشعر به |
Notre Dame'ın futbolu için hissettiklerim gibi. | Open Subtitles | نعم.. هذا ما أشعر به بشأن كرة قدم نوتردام |
Ama son zamanlarda bu meseleyi düşünüyordum ve Nasıl hissettiğimi. | Open Subtitles | لكنني فكرت فيها مؤخراً، و هذا ما أشعر به فعلاً. |
Hatta hemen şimdi, burada aramızda olanlar bile inan bana arkadaşlarıma karşı Hissettiğim şey bu değil. | Open Subtitles | حتى هنا والآن. ما يحدث بيننا أعدكِ،هذا ليس ما أشعر به تجاه أصدقائي. |
Dünya üzerinde şu an Hissettiklerimi hafifletecek kadar kağıt mendil yok! | Open Subtitles | لا توجد مناديل تكفي في العالم من أجل ما أشعر به |
Ne hissettiğimin bir önemi yok, biz güvenli değiliz. | Open Subtitles | مهما كان ما أشعر به أو مالم أشعر به نحن لسنا بآمان |
İnsanlar hakkında ne hissettiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنه ملئي بالناس وأنتِ تعلمين ما أشعر به نحو الناس |
ne hissettiğimi bilemezsin bile. | Open Subtitles | أنتَ لا تعرف أي شيء عن كيفية ما أشعر به. |
Daha sonradan bunları yeniden yapılandıracaklar yani, tıpkı benim kendi anılarım, kendi yaşadıklarımmış gibi böylece başka insanlar da gerçekten benim şuan ne hissettiğimi anlayabilecek. | TED | سيتمكنون لاحقًا من اعادة تشكيل هذا مثل، ذاكرتي الفعلية، مثل الخبرات الفعلية، حتى يتسنى للآخرين الشعور بمثل ما أشعر به الآن. |
Bir kez olsun gerçekten ne hissettiğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | لهذا الأستعراض اليومي من الجنون الذي يكّـون الأخبار مرة واحدة فقط... عندما أردت قول ما أشعر به حقا |
O zaman ne hissettiğimi anlayamazsınız. | Open Subtitles | إذاً لا يمكنكِ أن تعرفي ما أشعر به |
Leo, ihanet hakkında neler hissettiğimi bilmeni istedim. | Open Subtitles | ليو، أردتُك فقط أن تعرف ما أشعر به تجاه الخيانة. |
Sana aslında neler hissettiğimi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخبرك بصراحة ما أشعر به |
Sanırım Edward ile ilgili hissettiklerim tutku, ihtiras, tamamen yasaklı şeyler idi. | Open Subtitles | بعكس ما أشعر به عندما أكون مع إدوارد من شغف و رغبة أشياء تشبه الفاكهة المحرمة |
Kayıt için söylüyorum, yüzüme sefil terör senin en iyi arkadaşın hakkında Nasıl hissettiğimi bütünüyle söylemen doğru bir yansıması değildir. | Open Subtitles | للعلم ، فموضوع الرعب الظاهرعلى وجهي لا يعكس تماما ما أشعر به اتجاه صديقتك المفضلة |
Dürüst olursam, Hissettiğim şey görünmek ya da görünmemek. Gerçek dışı. | Open Subtitles | ما أشعر به هو أنني غير مرئية كلا، ليس كذلك، بل وهمية |
Hissettiklerimi size hissetirmekten çok öte bir şey. | TED | وهو يعني أكثر من جعلكم تشعرون ما أشعر به. |
Ne hissettiğimin önemi yok. | Open Subtitles | لا يهم ما أشعر به |
ne hissettiğim önemli değil. Önemli olan sadece o. | Open Subtitles | ما أشعر به ليس مهماً فقط هي من يهمنا أمرها |
Gerçek anlamda değil tabii, ama öyle hissediyorum. | Open Subtitles | .. أعرف بأنّ هذا غير صحيح و لكن هذا ما أشعر به |
- Çünkü Rachel 'la olanların sana karşı hissettiklerimle hiç ilgisi yoktu. | Open Subtitles | لأن ما يجري مع راشيل ديه علاقة مع ما أشعر به عنك شيئا. |