Merdivenlere doğru git ve bir adam var mı diye bak bakalım. | Open Subtitles | اذهبِ إلى الدرج وتحققي من ما إذا كان هناك رجلاً أم لا |
Geçen gün bir gazeteci bana "Tanrı var mı?" diye sordu. | Open Subtitles | لقد سألتني صحفية ما منذ يومين ما إذا كان هناك رب، |
Buraya yakın, daha büyük bir nalbur dükkânı olup olmadığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ما إذا كان هناك مخزن للمعدات اكبر قريب من هنا؟ |
Kızılötesini duymak gerçekten iyi çünkü bu sayede odada hareket dedektörü olup olmadığını fark edebiliyorum. | TED | فعلى سبيل المثال، فإن إدراك الأشعة تحت الحمراء جيد لأنه بإمكانك الكشف عن ما إذا كان هناك أجهزة كشف الحركة في غرفةٍ ما. |
Ben de tekrardan böyle bir girişim olup olmayacağını bilmeyi istedim. | Open Subtitles | وأردت فقط أن أعرف ما إذا كان هناك محاولة جديدة. |
Hayır, buna emir deniyor. Reacher oyunu biliyor. Kokuyu alırsa vazgeçer. | Open Subtitles | .ٌلا، كان يطلقُ عليه أمر .يمكنك معرفة ما إذا كان هناك شيءٌ خاطئ |
Floresan tetkikleri yaptınız mı, çizimlerin altında başka bir resim var mı diye? | Open Subtitles | ماذا عن فحص الفلورسنت، معرفة ما إذا كان هناك إطار اللوحة وراء التوضيح؟ |
Erken gelip, kimse var mı diye bakayım dedim. | Open Subtitles | أردت الحضور مبكرا وأرى ما إذا كان هناك أحد هنا |
Bazen ben de, hayatımda benim için böylesine endişelenen biri var mı, diye merak edip duruyorum. | Open Subtitles | أحياناً أتساءل ما إذا كان هناك أحد في حياتي قد يخاف علـّي هـكذا |
Burası hızlı geçiyor, bir rutinleri var mı diye bakıyordum, | Open Subtitles | أنا اقتطعت وقتا من الفيلم هنا، فقط لأرى ما إذا كان هناك أي نوع من الروتين |
Ben de çalabileceğim bir şey var mı diye sunağa doğru sürünmeye başladım. | Open Subtitles | لذا بدأت في الزحف نحو المذبح لمعرفة ما إذا كان هناك شيء يمكنني أن أسرقة |
Önümüzdeki 10 yıl içinde, bir başka yıldızın yakınındaki bir Dünya'yı fotoğraflayıp, orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum. | TED | أريد، في العقد القادم أن نبني تيليسكوبا يكون قادرًا على تصوير كوكب شمسي شبيه بالأرض ويستنتج ما إذا كان هناك حياة عليه. |
Birincisi, bunun gibi bir odaya girdiğimde içeride oğlumun yaptıkları yüzünden bir kayıp yaşayan birinin olup olmadığını bilmiyorum. | TED | الأول، عندما أدخل إلى قاعة كهذه، لم أعرف مطلقًا ما إذا كان هناك شخص ما قد فقد عزيزًا بسبب ما فعله ابني. |
Bir koroner arterin tamamiyle bloke olup olmadığını belirlemeye ihtiyaç vardır | TED | وسيلة لتحديد ما إذا كان هناك انسداد كامل للشريان التاجي؟ |
En azından, bu insanın, hakkında bir suçlama olup olmadığını bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | على الأقل ، هذا الإنسان لديه الحق في معرفة ما إذا كان هناك اتهام ضده |
Başkan, bu iddiada doğruluk payı olup olmadığını bilmek istiyor. | Open Subtitles | المدير يريد أن يعرف ما إذا كان هناك أي نوع من الصحة في هذا الاتهام. |
Evde tek başımaydım ve cebirden sürpriz bir sınav olup olmayacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت في البيت بمفردي و... كنت قلقة بشأن ما إذا كان هناك امتحان مفاجىء بمادة الجبر |
Elbette hayır.Ama sence de Archer ile bir şeyler olup olmayacağını öğrenmek hakkım değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد لا لكن ألا تظنين أني أدين لنفسي بإكتشاف ما إذا كان هناك ما يربطني ب(أرثر) ؟ |
Reacher oyunu biliyor. Kokuyu alırsa vazgeçer. | Open Subtitles | يمكنك معرفة ما إذا كان هناك شيءٌ خاطئ. |