Açıkcası bu davada bize yardım ettiğini, ne yaptığını hiç kimse bilmemeli. | Open Subtitles | واضح ، لن يعرف أحد ما تفعلينه ، ومساعدتك لنا بهذه الطريقة |
Anne, evde ne yaptığını gördüm. Ben halledebilirim. | Open Subtitles | رأيت ما تفعلينه بالمنزل يا أمي ويمكنني تحمل المسؤولية |
yaptığın şey gerçek suçluları açığa çıkarma olasılığını tamamen yok edecek. | Open Subtitles | ما تفعلينه سوف يدمر أيّ آمل في فضح المجرمين الحقيقيين. |
Yaşlılarla yaptığın şey güzel bence. | Open Subtitles | أعتقد أنه لطيف ما تفعلينه مع الرفاق المسنين |
Her neredeysen, her ne yapıyorsan, umuyoruz ki istediğini yapıyor ve hayalini yaşıyorsundur. | Open Subtitles | أينما كنتي، أيًا كان ما تفعلينه, نآمل أن تتزلجين بروح عالية وتعيشين حلمكِ. |
Ne yaptığının ya da kimin için yaptığının en ufak bir farkı olmaz. | Open Subtitles | ما تفعلينه لا يصنع أي فارق لعين على الإطلاق أو الشخص الذي تفعلينه لأجله |
Güzel, bu senin burada ne yaptığını açıklıyor. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أن هذا يفسر ما تفعلينه هنا من خلال محادثتكِ لي |
Biliyorsun senin kim olduğunu ve ne yaptığını kimseyle konuşmadım. | Open Subtitles | تعلمين ، لم أشترك أبدا مع أحد من قبل ، في موهبتك ، أو يفعل ما تفعلينه |
Pekala ne yaptığını biliyorum. Sadece nedenini bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعرف ما تفعلينه ولكن ما لا أعرفه هو لماذا؟ |
İkizlerle ne yaptığını sormak için harika bir zaman. | Open Subtitles | أنه الوقت المناسب لسؤالك حيال ما تفعلينه مع هاتان التوأمين |
ne yaptığını bilmediğimi falan mı sanıyordun yani? | Open Subtitles | أنت حقّاً تظنّين أنّني لا أعلم ما تفعلينه |
Çantanda olduğunu biliyorum. - Dışarı çıkıp ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها في الحقيبة، أعلم ما تفعلينه بالخارج. |
Kardeşim, ailem, yaptığın şey için sana gerçekten minnettar Diane. | Open Subtitles | اخي عائلتي حقا يقدرون ما تفعلينه , دايان |
Birini sevdiğin zaman yaptığın şey de budur. | Open Subtitles | أعني ، هذا ما تفعلينه عندما تحبين شخص ما |
Ama yaptığın şey zararsızmış gibi davranamazsın. | Open Subtitles | لكن لا يمكنكِ التظاهر بأنّ ما تفعلينه ليس مؤذياً |
Her ne yapıyorsan vazgeçmen gerek. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن تتوقفي عن فعل أياً كان ما تفعلينه |
Hatta yarısında Ne yaptığının farkında değilsin. | Open Subtitles | وأحياناً، لا تعرفين ما تفعلينه. |
Her gün koşarsın. Senin işin bu. | Open Subtitles | أنت تركضين كل يوم, هذا ما تفعلينه |
ne yaptığın beni ilgilendirmez Fran. 21 yaşını geçtin sen. | Open Subtitles | ليس من شأني ما تفعلينه عمرك أكثر من 21 سنة |
Bence bu rol için yaptıkların akıl almaz derecede cesurca. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تفعلينه بهذا الجزء هو شجاع بشكل مذهل |
Bunu yapmak zorundayım, Charlie... benim hakkımda ne yapacağını bilene kadar hoşçakal. | Open Subtitles | يجب ان افعل ذلك تشارلى طالما أنك تعلمين ما تفعلينه اتجاهى |
Şu anda yaptığın şeyin adalet gibi hissettirdiğini biliyorum ama değil. | Open Subtitles | ما تفعلينه الآن، أعلم أنّكِ تشعرينه وجهًا للعدالة، لكنّه ليس كذك. |
Ne yapmaya çalıştığını düşünmek istersin belki. | Open Subtitles | يجب عليك ِ أن تُفكري حول ما تفعلينه |
Bu yaptığın, nezaket olayı, sahte. Senin gibi, annen gibi. | Open Subtitles | ما تفعلينه لطيف جداً ، لكنه زائف مثلكِ ، و مثل والدتكِ. |
Belki sen yaptığın şeye yapmaktan hoşlandığın şekilde devam etmelisin. | Open Subtitles | ربما عليكِ أن تستمرين في ما تفعلينه كما تفعلينه |
Eğer yaptığın şeyi, yapmaya devam edersen, hastalık kapabilirsin, hamile kalabilirsin, rahim kanseri olma olasılığını arttırırsın. | Open Subtitles | , ألا و هو لو أنكِ تابعتِ ما تفعلينه , سوف تمرضين بمرض جنسي , و سوف تحملين و ستزيدين فرص الاصابة بسرطان عنق الرحم |
ne yaparsan yap, sakın frene basma. | Open Subtitles | اسمعيني أياَ ما تفعلينه لا تضغطي رجلك على الفرامل |